ÇOCUK VE NAMAZ
Namaz; mü’minin miracı, dinin gereği ve
müslümanın özellikle zor ve sıkıntılı zamanlarındaki en büyük dayanağıdır.
İslam’ın 5 şartından biri olan namaz Kelime-i Şehadetten sonra 2. şart olarak
önümüze çıkmaktadır. Bu da yaşam tarzı olarak İslam’ı seçen bir insanın yapması
gereken ilk ve en önemli işin namaz olduğunu ortaya koyuyor.
İslam’da şirk ve küfür kişiyi cehenneme
sürükleyen en önemli 2 etken olarak karşımıza çıkmaktadır. Bir mü’min bunlardan
korunursa ancak cehennemden korunma imkanını elde eder. Küfür(yani inkar) ve
şirk(yani Allah’a ortak koşmak) üzere ölmek demek, Allah’ın nimetlerle dolu
cennetinden mahrum olmak demektir. Kişi bu hal üzere yaşamak ve ölmekten yüce
Allah’a sığınmalıdır. Sadece Allah’a sığınmak yeterli değildir.
Bununla beraber insan, kendisini şirk ve
küfürden uzak tutacak etkenlere sarılmakla mükelleftir. İşte o etkenlerden biri
ve en önemlisi NAMAZ’dır. Nitekim Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle
buyurdu: “Kişi ile şirk ve küfür arasında namazı terketmek vardır.” Yani namazı
terk edenin bunlara her an düşme tehlikesi vardır. Namaz kılmayan bir
müslümanın imanı pamuk ipliğine bağlı gibidir. Her an bu iplik kopabilir.
“Benim kalbim temizdir, yeri gelince
Kuran’ımı okurum, özel gün ve gecelerde sabahlara kadar namaz kılarım”
sözleriyle insan ancak kendini kandırmaktadır. Böyle söyleyenlere şöyle cevap
verebiliriz: “Sizin kalbiniz, ayakları şişinceye kadar namaz kılan ve bunu
cennetlik olduğu, kalbi temiz kılındığı halde hiç ihmal etmeyen Hz. Peygamber
sallallahu aleyhi ve sellem’in kalbinden de mi daha temiz? Elbette ki bu kabul
edilmez bir bahanedir.
Ama namaz bir sabır işidir. Ayetin
ifadesiyle Allah’tan hakkıyla korkanlar dışındakilere zor ve ağır gelen bir
görevdir. İnsan bir şeyleri ayırt etme yaşına gelmeden evvel namaz ibadetini
hayatına oturtmalıdır. Çünkü özellikle 10 yaşından sonra o yaşa edinilmemiş bir
alışkanlık, kazanılmamış bir ahlakın kişinin ruhuna yerleşmesi zorlaşacaktır.
Bu yüzden Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem 7 yaşına gelen çocuklara namazı
emretmemizi, 10 yaşına gelmelerine rağmen kılmazlarsa incitmeden hafifçe kaba
yerlerine vurmamızı emretmektedir. Çünkü o yaştan sonra bir şeyleri öğrenmek ve
uygulamak daha da zor bir hal alacaktır.
Çocuklarda ilk 7 yıl çok önemlidir.
Kişinin hayatının temelidir ve bu yaş dönemi. Öyleki 40 yaşındaki bir insana
“dün ne yedin?” diye sorsanız belki hatırlamaz ama 6-7 yaşında nerede ne
yaptığını çok net hatırlayabilir. O yaştan sonra Kuran öğrenmeye kalksa belki
yıllarını alır ama 6-7 yaşına kadar öğrendiği bir “Subhaneke” duasını asla
unutmaz. Hiçbir şeyin hafızadan silinmediği bu dönem işte bu yüzden
çocuklarımıza güzel alışkanlıklar kazandırma ve ibadet eğitimi verme açısından,
çok önemlidir.
Öncelikle gözü önünde annesinin,
babasının, dedesinin ve sevdiği diğer büyüklerinin 5 vakit namazını kılması,
çocuğu, potansiyel bir namaz kılıcı yapar. Buna ÇEVRENİN ÖRNEKLİĞİ diyebiliriz.
Çocuğun namaz kılmasını istiyorsak elbette ki önce bizim kılmamız
gerekmektedir. Yoksa hiçbir etkisi olmaz. Peki sadece öncelik yeterli midir?
Elbette ki hayır. Çocuklar elimize verilmiş nasıl istersek öyle
şekillendirebileceğimiz bir hamur gibidir. Gideceği yönü bizim göstermemizi
beklerler. Ama elbette ki hidayet veren Allah’tır. Ama bizim buna vesile
olmamızı istemektedir.
Çocuklara namazı öğretirken dikkat edilmesi gerekenler;
1-BİLGİ: Yaş seviyesine göre içi doldurulacak namazın önemi, gerekliliği,
farziyeti anlatılmalıdır. Bununla beraber ara ara namaz içindeki dualar ve
sureler ezberletilmelidir. İlimsiz amel, amelsiz de ilim olmayacağından namaz
ile ilgili bilgi verilmeli daha sonra amel etmesi için teşvik edilmelidir.
2-İKNA: Çocuğa içi doldurulmuş bilgiyi yüklemek yeterli değildir. Verdiğimiz
bilgi konusunda onun vicdanına hitap ederek ikna etmemiz gerekmektedir.
Vicdanına namaz kılması gerektiğini yerleştiren çocuk, annesi, babası veya bir
velisi olmadığı zaman ve yerlerde de namazı bırakamayacaktır. Bu konuda güzelce
ikna edilen ve kıldığı namazı sadece Allah için kılmaya alıştıran çocuk,
öleceğini bilse namazından vazgeçmez. Ama namaz kılması gerektiğine kâni
olmamış çocuk, sadece anne ve babasının zoruyla kıldığından, onların yokluğunda
namazı ihmal edecektir.
Şu da bilinmelidir ki mesela 7 yaşındaki bir çocuk namaz kılma konusunda
gevşeklik gösterip ihmal edebilir. Ya da kılmak istemediğini söyleyebilir. Anne
babalar hemen pes etmeyip ben vicdanına bunu yerleştiremedim mi? diye
düşünmemelidir. Çünkü bu, bir günlük bir iş değildir. Sabır ister. İkna etmekte
zaman alır. Her şeyde olduğu gibi bu konuda da “sabır ve namaz” ile Allah’tan yardım
istemek gerekmektedir.
3-SEVDİRME: Eskilerden bazı büyüklerimiz anlatırlar. Kendilerine “Niçin namaz
kılmıyorsun?” diye sorulunca, “ben küçükken camiye gittim. Hocam beni dövdü.
Bir daha da ne camiye adım attım, ne de namaz kıldım” diye cevap verirler. Tabi
ki bu bir bahane değildir. Ancak öğretici kişi nefret ettirmeden, sevdirerek
namazı öğretmeye dikkat etmelidir. Çünkü birinin günahına sebebiyet vermek onu
yapan kadar sebep olana da günah kazandırır. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve
sellem: “Müjdeleyin, nefret ettirmeyin” buyurmuyor mu? Öyleyse anne babalar
veya eğitimciler bıkmadan, usanmadan, yorulmadan sabırla ve güzellikle namazı
öğretmeli ve sevdirmelidirler. Yoksa ileri de kılmadığı her namazdan ebeveynin
de bir payı ve günahı olacaktır. Allah muhafaza…
4-KOLAYLAŞTIRMA: Rabbimiz (c.c) İnşirah Suresinde 5. ayetinde
“Her zorlukla beraber bir kolaylık vardır.” buyurmak suretiyle insanın kolaylığa olan ihtiyacını dile getirmiştir.
“Her zorlukla beraber bir kolaylık vardır.” buyurmak suretiyle insanın kolaylığa olan ihtiyacını dile getirmiştir.
Eğitimde usul kolaydan zora doğru ilerlemektedir. Bir şeyde eğer günah yoksa Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem kolay olanını tercih ederdi. Çünkü insan tabiatı kolay olana yatkındır. Bu yüzden Rasûlullah “Kolaylaştırın, zorlaştırmayın” buyurmaktadır. Çocuğumuz 7 yaşına geldiyse artık yavaş yavaş günde 1 vakitte olsa namaz kılmaya başlamalıdır. Bu vakit ev durumuna ve çocuğa göre değişebilir. Mesela bu vakit “Akşam namazı” olabilir. Hem akşamları baba da evde olacağından hep birlikte cemaat yapılıp kılınabilir. Yaklaşık 9-10 ayda 1 vakit namaz eklenirse 10 yaşına gelince 5 vakit namaz alışkanlık haline gelir. Ve Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in emri yerine gelmiş olur. Bu yöntem birden 5 vakti kıldırmaktan daha etkili olabilir.
5-ÇETELE VE ÖDÜL: Özellikle yeni başladığı zamanlarda mesela bir haftalık bir çetele
tutulup bir haftanın sonunda eğer bütün hepsi kılındıysa küçük bir ödülle çocuk
ödüllendirilebilir. Ama çocuğu ödül yağmuruna tutmak da doğru değildir. Çünkü
bir zaman sonra etkisini kaybedebilir. Bu ara sıra uygulanabilir. Ama çocuğa
asıl ödülünü ahirette alacağı sık sık dile getirilmelidir.
6-CAMİ GEZİLERİ: Annenin, babanın müsait olduğu bir gün belirlenip namazın kılındığı yerler
olan cami, mescidlere ziyaretler yapılıp ailecek namaz kılmak çocuğun üzerinde
ayrı bir etki bırakacaktır. Dolayısıyla 6 ayda bir 1 yılda bir çocuklar camiye
götürülmeli erkekler babasıyla kız ise annesiyle namaz kılmalıdır.
7- BABA OTORİTESİ VE ANNE SEVGİSİ: Öncelikle namazı kılması gerektiği
ile ilgili anne baba hemfikir olmalıdır. Anne babanın bu konudaki ayrı
düşünceleri çocuğun kafasını karıştırır. Anne baba hemfikir ise oturup bu
konuyu ciddiye alarak aile toplantısı düzenlemeli ve çocuklarına nasıl namazı
alıştıracakları üzerine düşünüp kararlar almalıdırlar. En son çare bu kararlar
çocukla paylaşılmalıdır. Baba bu noktadan sonra otoritesini kullanmalı(tabiki
döverek, nefret ettirerek değil) annede kararlı olduğunu belli edip sevgiyle
namazı kılmasını sağlamalıdır. Babanın otoritesinden kasıt kararlılık, istikrar
ve net olmaktır.
8-SABIR: Burada çocuktan; yani desteğimize ve hatırlamamıza ihtiyaç duyan tüm
dünyası oyun olan tertemiz fıtratları bozulmamış, henüz bir şeylerin oturmadığı
küçük insanlardan bahsediyoruz. Zikrettiğimiz bu maddeler uygulansa dahi namaz
alışkanlığını kazanana kadar elbette ki çocuk; namazı unutacak, bazen istemeden
kılacak, bazen mızmızlık yapacaktır. Bize düşen böyle durumlara net, sabırlı ve
sakin olmaktır.
9- OYUN VE HİKAYE: Oyun ve hikayeler çocukların dünyasında çok
etkin bir yere sahiptir. Namaza teşvik ederken bu ikisi kullanılırsa çok
faydalı olacaktır. Mesela günümüzde namazla ilgili hikayelere ulaşmak oldukça
kolay olduğu gibi bu tarz oyuncaklar bulmakta oldukça basittir. Bunlar temin
edilip çocuklarımızı namaza alıştırma sürecinde bize yardımcı olmaları
sağlanabilir.
Velhamdülillahi Rabbil Alemin…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder