ÇOCUK
EĞİTİMİNDE SEVGİNİN ROLÜ
Çocuğun
eğitiminde sevginin rolü yadsınamayacak
kadar önemlidir. Sevgi; açlık, susuzluk gibi sürekli doyurulması gereken bir
duygudur. Çocuk temiz havaya nasıl muhtaçsa, aynı şekilde sevgiye de muhtaçtır.
İnsan,
ekmekle doyar, emekle büyür, sevgiyle yaşar. Sevgi varlığın yaratılış
sebebidir. Çünkü varlığı var eden Allah, onu, sevgiyle yaratmış, sevmiş ve
sevilmeyi istemiştir. Sevgi, duygu aleminin en sıcak sözcüğüdür. Gönlün neşesi,
gözün ışıltısı, ruhun gıdasıdır. Sevgi bireyin iç huzuru, hayatta kalmasını,
varlığını sürdürmesini sağlayan tatlı bir duygudur. Toplumda barışı
gerçekleştiren, bireyler arasındaki iletişimi canlı tutan bir sıcaklıktır.
Sevgi, kainatın, insanın, canlıların ve hatta atom ve hücrenin üzerine oturtulduğu
en temel duygudur. Evrenin neresine bakarsak bakalım var olan her şeyi
kucaklayan duygunun sevgi olduğunu görürüz.
Zihni
ve ruhi gelişmenin neredeyse tek kaynağı sayılabilecek sevginin, bebekliğin ilk
günlerinden başlatılıp devamlı ve ölçülü bir şekilde olması gerekmektedir.
Çünkü sevginin boşluğunu doldurabilecek ve onun yerine geçebilecek başka bir
şey gösterilemez.
Ailede
sevgiyi, ilgi doğurur. Deyim yerindeyse ilgi, sevginin hem anasıdır hem çocuğu.
İlgisiz sevgi, iktidarsız sevgidir. “Seni seviyorum” deyip de sevginin ispatı
anlamına gelen ilgi ve emeği göstermeyen biri, sevginin bedelini ödemekten
kaçınıyor demektir. Bedeli ödenmemiş sevgi, haksız kazançtır.
Aile bireylerine özgürlük sevgiyle verilir. Çünkü
sevgiyle verilen özgürlük parçalayıcı ve ayrıştırıcı değil, yürekten bağlayıcı
ve birlikteliği sağlayıcı bir işlev görür. Bu sayede topluma aklı hür, vicdanı
hür, satılamaz ve satın alınamaz şahsiyetler kazandırılmış olur. Aileyi
içerisinde barındıran ev, ya cennet köşelerinden bir köşe, ya da cehennem
çukurlarından bir çukurdur. Evi cennetten bir köşe yapan şey sevgi, cehennemden
bir çukur yapan şey ise sevgisizliktir. Sevginin cennetten bir köşeye
dönüştürdüğü evlerde yetişen çocuklar, kendisiyle barışık, kendine ve
başkalarına güvenen ve güvenilen, sevecen, umutlu, hoşgörülü ve mutlu birer
insan olarak hayata atılırlar.
İslamiyette
sevginin önemi
Peygamberimizin şu hadisi şerifinde ifade buyrulmuştur: “Siz
inanmadıkça cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş
olamazsınız. Ben size birbirinizi sevmenize vesile olacak şeyi
tavsiye edeyim mi? Aranızda selamı yayın. Karşılaştıkça birbirinizle
selamlaşın.” Bu hadisi şerif
insan sevgisinin ne olduğunu
dindeki yerini açık ve kesin bir dil ile ifade etmekte
birbirini sevmeyen mü’minlerin gerçek anlamda inanmış olmayacaklarını
bildirmektedir.
İnsana
tadımlık olarak verilen ilahi sevginin en saf ve en temiz şekilde bulunduğu
kaynaklardan bir çocuktur. Cenab-ı Hak annelere bu duyguyu vermemiş olsaydı
anne çocuğu için bunca zahmet ve sıkıntıya katlanır mıydı? Peygamber Efendimiz
bütün yaratıkların birbirine acımaları
hatta kısrağın yavrusunu emzirirken dokunur korkusuyla bir ayağının tırnağını
yukarıya kaldırması da Cenab-ı Hakkın rahmetinin eseri olduğunu bildirmiştir.
Çocuğu
sevmek kadar, çocuğun sevildiğini de hissetmesi gerekir. Sevgi, çocuğun ahlaki
gelişim ve eğitimi için gerekli gübre ve su hükmündedir. İyi huylu bir çocuk
olması ya da iyi notlar alması için değil de, şartsız olarak gerçekten
sevildiğinin kanıtlanmasına ihtiyacı vardır.
Peygamberimiz sav, çocuklarınızı çok öpün, zira her öpücük için size cennette
bir derece verilir ki, iki derece arasında beş yüz yıllık mesafe vardır.
Melekler öpücüklerinizi sayarlar ve sizin için yazarlar. (Müsned-ü Zeyd
İbn-İ Ali) buyurarak bize sevgimizi çocuklarımıza göstermemiz konusunda teşvik
etmektedir.
Çocuk
eğitiminde üzerinde durulan en önemli konulardan birinin sevginin çocuğa
öğretilmesidir. Sevgiyi gören, sevildiğini hisseden çocuk, başka canlıları da
sevmeyi öğrenir.
Sevmek çocuğu öpmek, kucaklamak demek değildir. Çocukla bütünleşmek ve ona zaman ayırmak, onunla etkinliklerde bulunmaktır.
Sevmek çocuğu öpmek, kucaklamak demek değildir. Çocukla bütünleşmek ve ona zaman ayırmak, onunla etkinliklerde bulunmaktır.
Sevgi aynı zamanda çocukla geçirilen zaman anlamına da gelmektedir. Bunun için çocukla kaliteli zaman geçirilmelidir. Çocukla geçirilen zamanın süresi önemli değildir, çocukla neler paylaşıldığı önemlidir.
Sevgi,
güzel davranışın ve ahlakın köküdür. Sevgi ışığıyla çocuğun hislerini iyi bir
şekilde terbiye etmek ve onu yararlı hale getirmek mümkündür. Sevgi ve
muhabbetten tatmin olmuş bir çocuk, şen bir ruha ve esenlik dolu bir kalbe
sahip olur.
Peygamberimiz
(sav) “Çocuklarınızı üç haslet üzerine yetiştiriniz. Peygamber sevgisi, ehli
beytin sevgisi ve Kuran tilaveti.”
Çocuklarımızın
istikbalini peygamber sevgisinde aramalıyız. Güller gibi dünyaya gelen
çocuklarımızın, ihanete uğramış birer emanet durumuna düşmemeleri, kendileriyle
beraber bütün ufukları ateşe vermemeleri, çağların son sömürgesi durumunda
olmamaları ve çocuksu şölenlerin bitmemesi için peygamber sevgisine hava gibi,
su gibi ihtiyaçları vardır. Onların bu ihtiyaçlarını mutlaka gidermeliyiz.
Çocuklarını peygamber sevgisinden mahrum bırakanlar, onlara en büyük kötülüğü
ederler. Allah ve peygamber sevgisi imandandır. Belki de imanın ta kendisidir.
Bu sevgiden yoksun olan kimsenin gerçek anlamda inanmış olduğu söylenemez.
Nitekim Hz. Ömer:
-Ey
Allah’ın Resulu, ben sizi canımdan başka her şeyden daha çok severim dedi.
Peygamberimiz sav
-Ey
Ömer, canımı kudrete elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, beni canından da
daha çok sevmedikçe olgun mümin olamazsınız, buyurdu. Peygamberimizi dikkatle
dinleyen Hz Ömer
-Ey
Allah’ın Resulu, vallahi ben şimdi sizi canımdan daha çok seviyorum, deyince
Peygamberimiz sav:
-İşte
ya Ömer, şimdi olgun mü’min oldun.” Buyurdu.
İşte
Ailede çocuk eğitimi verilirken bu sevgiyle çocuklarımızı yetiştirmeliyiz.
Unutmayalım ki, sevginin de bir ahlakı vardır. Ne mutlu çocuklarımızı “Vedud”
olan Rabbin ve “Habib” olan Muhammed’in sevgisi üzere yetiştirenlere…
İdris GÖKALP
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder