1 SORU 1 CEVAP...HIZIR KİMDİR?
Soru:
Hızır (as) kimdir? Nebi mi yoksa veli mi? İçinde salih insanların da
bulunduğu birçok kimse Hızır'ın günümüze kadar yaşadığını söylemekteler. Bazı
salih insanlar onunla görüşmüş ve hatta onunla sohbet dahi etmişler. Şayet
yasıyorsa nerede yaşıyor? Niçin ortaya çıkıp da özellikle bu zamandaki insanlara
ilmiyle yardımlarda bulunmuyor? Sizden tatminkâr açıklamalar vermenizi rica
ediyorum.
Cevap:
Cevap:
Hızır, Allah Teâla’nın Kehf suresinde anlattığı gibi salih bir insandır. Hz.
Musa, onunla dostluk kurmuş ve ondan ilim öğrenmiştir. Hızır, Hz. Musa ile
dostluk kurarken, O'na bir takım zorluklara karşı sabretmesi gerektiğini şart
koşunca Hz. Musa bunu kabul etmişti. Bunun üzerine Hızır (as): "...bilgice
kavrayamadığın bir şeye nasıl dayanabilirsin? dedi." (Kehf, 68) Yine de bir süre
beraber arkadaşlık etmişlerdir.
Hızır, Allah'ın kendisine katından rahmet ve İlmi ledün verdiği bir kimsedir.
Hz. Musa ile birlikte yola çıktılar. Bir gemiye bindiklerinde Hz. Musa, Hızır'ın
gemiyi deldiğini görmüş ve şöyle demişti: "Sen gemide bulunanları batırmak için
mi deldin?" Musa (as) Hızır'ın davranışlarını gayet tuhaf karşılayınca o da
yaptığı işlerin sebeplerini açıklamıştı.
Kehf suresinde kısmen de detaylandırılarak kıssa anlatılmaktadır. "Ben
bunları kendiliğimden yapmadım. İşte dayanamadığın işlerin iç yüzleri budur."
(Kehf, 82) Yani bunları, Allah'ın emirleri doğrultusunda yaptım.
Bazı insanların Hızır hakkındaki sözlerine gelince onlar; Hızır (as) ın, Hz.
Musa ve Hz. İsa döneminden Hz. Muhammed (sav) kadar yaşamış olduğunu, günümüzde
de hala yaşadığını ve kıyamete kadar da yaşayacağını söyler dururlar. Onun falan
kimseyle karşılaştığım, falancaya hırka giydirdiğini ve falancalara da söz
verdiğine dair çeşitli hikâyeler, masallar ve rivayetler anlatırlar. Hatta Allah
Teâlâ’nın Hızır'ı yeryüzüne yetkili bir kişi olarak indirdiğine dair uydurma
efsaneler dahi anlatırlar.
Onların iddia ettikleri gibi Hızır'ın yaşayıp yaşamadığına dair kesin
deliller mevcut değildir. Hatta yaşamadığına dair rivayetler vardır. Hızır
(as)'ın yaşamadığına dair Kur'an'dan, sünnetten, mantıki delillerden ve muhakkik
âlimlerin icmalarından deliller vardır. İbn-i Kayyım'ın "Menar munif fi hadis-i
sahih ve zaif” adlı kitabında bu konuyla ilgili paragrafları nakletmekle
yetineceğim.
İbn-i Kayyım kitabında dinde asla kabul görmeyen mevzu hadislerin tespit
edilmesine dair kuralları sıralamıştır. Bu kurallar ve kaidelerden bir tanesi
şöyledir. "Hızır (as) hakkında ve onun yaşadığına dair rivayet edilen bütün
hadisler yalandır. Hayatta olduğuna dair tek bir hadis bile mevcut değil. Bu
uydurma rivayetlerden bazıları şunlardır: Allah Resulü mescitte iken bir takım
sesler duyuldu. Bunun üzerine sahabeler sesin geldiği tarafa kalkıp
baktıklarında Hızır'la karşılaştılar."
Başka bir hadis "Hızır ve İlyas her sene bir araya gelip buluşurlar." Ve yine bir hadis daha "Cibril, Mikail ve Hızır (as) Arafat'ta buluşurlar."
Başka bir hadis "Hızır ve İlyas her sene bir araya gelip buluşurlar." Ve yine bir hadis daha "Cibril, Mikail ve Hızır (as) Arafat'ta buluşurlar."
İbrahim Harbi'ye, Hızır'ın hayatta olup olmadığım sorduklarında, O şöyle
cevap vermişti. "Bu tür şeyleri insanlar arasına şeytandan başka kimse atmaz."
İmam Buhari'ye de Hızır ve İlyas'ın yaşayıp yaşamadıkları sorulunca O da şu
cevabı vermişti. "Bu nasıl olur? Allah Resulü şöyle demektedir: "Yüzsene içinde
bugün yeryüzünde bulunan hiçbir kimse kalmayacak." (Buharı ve Müslim) Buhari ve
İbrahim Harbi dışında daha birçok âlim bu mesele hakkında yöneltilen sorulara
Kur'an'ı Kerim'den şu ayetlerle cevap vermişlerdir: "Ey Muhammed! Senden önce
hiç kimseyi Ölümsüz kılmadık. Sen öleceksin de onlar baki mi kalacaklar?"
(Enbiya, 34)
Şeyh-ul İslam İbn-i Teymiyye'ye bu konu sorulduğunda şu cevabı vermiştir.
"Şayet Hızır yaşamış olsaydı Peygamber (sav)'in yanına gelir onunla birlikte
cihat eder ve ondan ilim öğrenirdi. Bedir gününde Peygamber (sav) şöyle
buyurmuşlardı "Yarabbi eğer Sen bu (Mücahitler) grubunu helak edersen artık
yeryüzünde sana ibadet eden kalmaz." Bu kimseler yaklaşık üç yüz on üç kişiydi.
İsimleriyle ve babalarıyla ve hatta kabileleriyle tanınmaktaydılar. Peki, Hızır
nerede? Kuran, Sünnet ve muhakkik âlimlerin görüşleri; Hızır (as.)'m hayatta
olmadığını gösteriyor. Kur'an şöyle diyor: "Ey Muhammedi Senden önce hiç kimseyi
ölümsüz kılmadık. Sen öleceksin de onlar baki mi kalacaklar."
Eğer Hızır (as) bir beşerse, ebedi olması imkânsızdır. Çünkü Kur'an ve Sünnet
beşerin ebedi kalmasını kabul etmiyor. Şayet Hızır yaşıyor olsaydı Peygamber
(sav)'in yanına gelmesi ve Onunla birlikte olması beklenirdi. Peygamber (sav)
şöyle buyurmuştur "Şayet Musa yaşamış olsaydı bana tabi olmaktan başka bir şey
yapamazdı." (Ahmet bin Hanbel, Cabir b. Abdullah’tan rivayet etmiştir.) Şayet
Hızır (as) bir peygamberse Hz. Musa'dan daha faziletli olamaz, yok eğer veli ise
o zaman da Hz. Ebu Bekir'den daha faziletli olması beklenemez.
Peki, iddiada bulunanların söyledikleri gibi, Hızır (as)'m uzun asırlar
boyunca dağlarda, çöllerde ve kurak arazilerde yaşamasının sırrı ne olabilir?
Bunun gerisinde ne akli ne de dini hiç bir fayda yoktur. İnsanlar daima garip,
tuhaf, hikâyelere ve masallara meyilli varlıklardır. Kendi zihni
tasavvurlarından çıkardıklarına dini içerik kazandırırlar. Tabi bu tür hikâye ve
masallar basit insanlar nazarında oldukça ilgi ve alaka görür. Sonra da bunların
dinden olduğunu savunmaya başlarlar. Oysa bu tür uyduruk rivayetlerin ve
hikâyelerin dinde hiç bir yeri yoktur. Hz. Hızır hakkında anlatılan hikâyeler
mesnetsiz ve asılsız, uydurma hikâyelerden ibarettir.
Hızır nebi midir, veli midir? Sorusuna yanıt verecek olursak, Âlimler bu
meselede ihtilaf etmişlerdir. Ama en belirgin görüş onun nebi olması yönündedir.
Kehf süresindeki "Ben bunları kendiliğimden yapmadım" ayet de onun nebi olduğuna
delildir. Çünkü O bunları kendiliğinden değil de Allah'ın emri doğrultusunda
yapmış. Yani Allah kendisine vahyetmiştir. En tercihe şayan görüş, O'nun nebi
olması yönündedir.(Prof. Dr. Yusuf El-Karadavî, Çağdaş Meselelere Fetvalar,
Tahir Yayıncılık: 1/257.)
Muhammed ÖZKILINÇ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder