8 Şubat 2016 Pazartesi


 
 
 
DERS HALKALARI

 

Hayat bizim için bir mektep değil midir? Ömrün her saatini bir ders hükmünde değerlendirmek gerekmiyor mu? Dünya bir sınav salonu ise bu salonda gökyüzünün öğrencisi olduğumuzu nasıl unutabiliriz? İşte bu bilinçle bizim de derslere başlamamız lazım

 “Tefsir dersleri” ve “Siyer sohbetleri”ni yaygınlaştırmak durumundayız… Söz medeniyetinin çocukları, kadim sohbet geleneğinden beslenen bizler için en güçlü damar; ders halkalarıdır… Her birimizin bir şekilde dahil olup katıldığı ders ortamları oldu… İçinde beslendiğimiz, bilgilendiğimiz, bilinçlendiğimiz, bilendiğimiz ders halkaları…

Kıymetini ancak yokluğunda fark ettiğimiz, mahrum kaldığımızda özlediğimiz o doyumsuz ortamlar… O sohbetlerin varoluşumuzdaki etkisini, katkısını kim inkar edebilir ki?

Hayatımızın herhangi bir evresinde mutlaka bir şekilde o halkalardan geçtik. Belki önceleri bir merak saiki ile veya birilerinin hatırı içindi… Ama içine girdikten vazgeçilmezimiz oldu… Önce dinlemede kaldığımız sonra katılımcı olduğumuz zamanla derin vukufiyet imkanı bulduğumuz zenginlikler içeriyordu…

Bu gün hala üzerimizde o derslerin izlerini ve etkilerini görebiliyoruz… Sohbet ortamları bereketli zaman dilimleridir… Ruhumuzda ki hareketlenmeler, yüreğimizdeki kıpırdanmalar o saatlere rastlar… Rahmet dolu, hikmet yüklü sımsıcak halkalar…

Kardeşliğimizin arka-planında o ders ortamları vardır… Kaynaşmanın, paylaşmanın, katılımın kıvam bulduğu içtenlikli bir atmosferdir… Kimlik kazanımı, kişilik oluşumu oralarda neşvü nema bulur… Ders halkaları hayatımızın en anlamlı duraklarıdır… Edebin, erdemin, görgünün, iffetin, izzetin, davranış biçimlerinin, disiplinin, kolektif ruhun ve cemaat bilincinin işlendiği ortamlardır.

Hayatın anlam ve amacını oralarda yakalarız… Silik ve sinik birey olmaktan uzak, güçlü ve güzel birer şahsiyet olabilmek için o ortamlara ihtiyacımız var…

Hayatta bir çizgi tutturmak istiyorsak, geleceğe bir iz, bir eser bırakmak niyetinde isek yolumuzun o adreslere düşmesi lazım… Nitelikli ders ortamlarını, pekâlâ birer sivil akademiye dönüştürebiliriz… Toplumsal değişimin dinamosu bu ders halkalarıdır… Buraları gelip geçici bir heves ya da bir hobi olarak görmemek lazım… Mutlaka bu pratikleri gelenekselleştirmemiz gerekiyor… Gelecek nesillere bırakabileceğimiz en anlamlı miras bu mektepler olacaktır…

Dünyevi bir amaç gütmeden özveriyi, özgüveni, özgünlüğü orada öğreniriz… Aidiyet, mensubiyet, mesuliyet, mücadele oralarda tahsil ve tedris edilir… Değerlerini yitiren insanlarımız için en emin durak sohbet evleridir, diyebiliriz…

Zaman zaman bıkkınlık verse de, monoton geçse de yine de vazgeçmemek gerekir… Beklentiler farklılaşsa da, verimlilik düşse de hayatı sohbetsiz, derssiz düşünmemek lazım… Ders yavanlaşsa da, yavaşlasa da, yorulsak ta yine devam demeliyiz… Modern kent yaşamı bizi boğmaya ve bozmaya çalışırken var olmanın mücadelesini bir şekilde sürdürmek zorundayız… Bu gün bu ülkede sahih İslam düşüncesinin geldiği seviye ve İslami kimlik kazanımı bu özgün ders halkalarının semeresidir, dersek abartı olmaz, sanıyorum…

Sahih iman, salih amel, selim kalp, sağlıklı iletişim ve sa’yü gayretlerimizi büyük çapta o halkalara borçluyuz… Bu uygulamaları geliştirerek, zenginleştirerek, yaygınlaştırarak sürdürmeliyiz ki, toplumsal sorumluluğumuzun altından kalkabilelim… Bu gelenek küresel kuşatmaya karşı önemli bir yarmadır…

Bu zemini kaybedersek, dışarıdaki kaygan zeminde nasıl ayakta kalabiliriz? Dersler bizi besleyen en güçlü damardır, üzerinde duracağımız en sağlam alandır… Diyorum ki, derdi olanın mutlaka dersi de olur…

“Davam var” deyip te hiçbir daveti, dersi, derdi, gayreti olmayanları doğrusu gerçekçi bulmuyorum… Hatta bir “ders alan” olmakla yetinmeyip, süreç içerisinde yeni ders halkalarının oluşmasına önayak olup yeni halkalarda “ders veren” olmak hedeflenmelidir… Yeni dostlukların, kardeşliklerin kapısıdır bu halkalar… Derslerle yeni ufuklar, gerçekçi hedefler, uzun soluklu seferler mümkündür…

Periyodik dersler, düzenli sohbetler, anlam, aksiyon, azim, aşk, hikmet ve irfan devşirmenin zaman dilimleridir…Savsaklamadan, sulandırmadan, sabote etmeden sürdürebilmeliyiz…

Mübalağa, mugalâta, münakaşa, mürailik, müstağnilik, malayanilik ve menhiyattan uzak mana yüklü bir ruhla sonuna kadar bu işi kararlılıkla götürmeliyiz… Bu ulvi bir görevdir… Kutsi bir eylemdir… Nerede, nasıl sürdürebileceksek; evde, vakıfta, dernekte, camide, işyerinde, açık alanda, kapalı mekânda neresi müsaitse orada… Yeter ki olsun…

Aslında en güzeli ve doğalı evlerimizi bu derslere hazırlamak… Evin düzenini, dizaynını buna göre ayarlamak…

Evlerin mektepleşmesinden daha güzel ne olabilir? Evlerimizi Dar’ul- Erkamlaştırmanın yolu budur işte!

Yeni yerleşim planlamasına, kentsel dönüşüme baktığımızda, TOKİ büyük sitelerle hayatımızı farklı bir zemine kaydırıyor… Mahalle kültüründen, site düzenine geçiş gerçekleşiyor… Komşuluk, akrabalık, arkadaşlık kan kaybediyor… Önlem olarak her sitede bir ders halkası hedeflemeliyiz… Böylelikle yeni şehircilik anlayışına, değerlerimize dayalı yeni bir format atabiliriz…

Kadınlar arasında yaygın olan “gün düzenleme” geleneğinin içini nasıl doldurabiliriz, sorusu da cevap bekliyor… Ayakta kalmak, amaca ulaşmak, anlamı yakalamak için tüm bunlar birer ihtiyaçtır… Ancak ders halkaları da sonuçta her şey değil, bir aşamadır…

Kendimizi sadece ders ile sınırlamadan, dersler üzerinden neyi hedeflediğimizin bilincinde olacağız…

Evet, sadece ders ile yetinmeyelim ama şimdi ders vakti olduğunu da unutmayalım…

 

                                                                                                 RAMAZAN KAYAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder