3 Şubat 2016 Çarşamba

 
 
İKTİSAT ANLAYIŞIMIZ
 
Mal, iktisadi hayatın en vazgeçilmez argümanıdır.
Diğer argüman emek’tir, insan için çalıştığından başkası yoktur.
Sırtıyla bir yük odun getirip satmak,insanlardan bir şey dilenerek küçülmekten daha iyidir....

Boş kaldın mı yorul (94/7) buyruğu her tür hayırlı üretkenliği teşviktir.
Mal, emek ile sermaye arasında bir çatışmayı değil adaleti ve barışı sağlayacak bir zemin, bir imkandır.
Emek ile sermayenin üretim ve kardaki payları taraflarca özgür iradeyle ortaya konabilir.
Emek-sermaye arasındaki kavga ümmetin menfaatlerine zarar vermemelidir.
Tüketimi sırf üreticilerin mali güçlerini artırmak için bir araç görüp, ihtiyaç olmayanları da propagandalarla zorunlu ihtiyaçmış gibi göstermek olumlu görülmesi mümkün olmayan hatta gayri ahlaki bir durumdur.
Lüx ve israf, maddi alanda ihtiyaç fazlası kalite ve tüketimdir.
Yasak olanın üretilmesi caiz olamaz.
Başkalarının emek ve malı karşılıklı rıza görüntüsü altında bile olsa hak ve adil olmayan yolla ele geçirmek haramdır.
Bizi aldatan bizden değildir.
Gücü elinde bulunduran taraf zayıfı ezmemelidir.
Üretim, tüketmek için değildir, ihtiyaçların lüxe ve israfa kaçmadan karşılanması ve beşeriyetin yüce ahlaki değerlerine hizmet için araçtır.
Bu bağlamda;
Faizin her türlüsü,
Karaborsacılık, fırsatçılık, zor durumun istismarı, sömürü,
Cimrilik ve müsriflik,
Ticareti haram malların üretimi, ticaret ve tüketimi,
Haksızlık ve hırsızlık, rüşvet gibi haram yollar
asla müsamaha ile karşılanamaz.
İnsan başkalarına yük ve edilgen değildir.
Ekonomi faaliyetler ‘homo economicus’ anlayışı ile değil inancın bir gereği ibadetin bir parçasıdır.
Çalışma sadakadır. El emeği peygamberi gelenektir, yücedir.
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder