1 Şubat 2016 Pazartesi


 

 

ÇOCUK EĞİTİMİNDE DUANIN ÖNEMİ

                                                       
Dua, bir ibadettir, dua kulluğun özüdür, dua Rab’e dönüş ve yönelişin adıdır. Kulluktan bahsedilen bir yerde, duadan bahsetmemek mümkün değildir. Zaten, Allah (cc) da "Duanız olmazsa ne ehemmiyetiniz var!" (Furkan, 77) buyurmuyor mu? Ve "Dua edin kabul edeyim." (Mü'min, 60) diyen de bizzat Kendisi değil mi?

         Dua; kulun, Allah’ın yüceliği karşısında aczini itiraf etmesi, sevgi ve tazim duyguları içinde Allah’ın lütuf ve yardımını dilemesi olarak ifade edilmektedir. Mânevî bir sığınak olan dua, Allah ile kul arasında kuvvetli bir bağ oluşturur. İnanan insan dua sayesinde Sonsuz Kudret'e sığınır. Dua, insanın iç dünyasından başlayarak bütün âlemi evrensel bir dil olarak kuşatır; insanı olumlu düşünmeye sevk eder, olumlu düşüncelerini ise geliştirir. Dua, atomlardan galaksilere kadar kâinatta var olan nizamı insana fark ettirir.

Çocuk psikolojisi ile ilgili kaynaklarda, ilk yıllarda verilen eğitimin, sonraki hayatında çocuğu büyük ölçüde etkilediğinden bahsedilmekte ve ilk izlenimlerin insan ruhunda derin ve hatta beyninden sökülüp atılmayacak kadar tesirli izler bıraktığı belirtilmektedir. Dua eğitimi de bu eğitimlerden biridir.

İnsan için fıtri bir kaynak olan dua, çocuğun iç ve dış dünyasında ona farklı bakış açıları kazandırabilecek olan bir ritüeldir. İnsanın özünde bulunan bu dua yeteneği eğitimcilerin desteğine muhtaç olan bir gelişim potansiyeline sahiptir. Çocuklar mümkün olduğu kadar erken yaşta, en basit cümlelerle başlayarak, içlerinden geldiği gibi dua edebilmeyi öğrenmelidirler. İşte bu noktada aile ve eğitimcilerin, çocukları doğru yönlendirmesi, onlara doğru dua etme alışkanlığını kazandırmaları ve dua ile birçok sıkıntıların üstesinden gelebileceklerini öğretmeleri çocukların dini gelişimleri açısından büyük önem arz etmektedir.

Din duygusunun bir ifadesi olan duanın, insan ruh ve bedeninde meydana getirdiği mucizevî değişikliklere dikkat edildiğinde duanın eğitim açısından mutlaka doğru kullanılması gereken bir ihtiyaç olduğu göz önüne alınmalıdır.

Dua etmek çocuğun dini bilincini besler ve onu din eğitimine hazır hale getirir. Dua eden çocukta, Allah inancı ve dine dair soyut kavramlar aklında belirmeye başlamıştır. Dua esnasında geçen dini kelime ve kavramların anlamını merak edecek ve çevresine soracaktır. Alacağı cevaplar çocuğu tatmin ederse bu onun din eğitimine büyük gelişmeler sağlayacaktır.

Çocuk eğitimi dua ile başlar. Peygamberimizin bütün hayatı incelendiği zaman çocuk ve duanın bir bütün olduğunu, kendisine bir çocuk getirildiği zaman dua ettiğini, dua öğrettiğini ve duanın güzelliğinde bir hayatı öğrettiğini görüyoruz. Bu aileler için de bir örnektir. Dua eğitimine, Yüce Allah’ın (cc) çocuklara tanıtılması ve sevdirilmesi ile başlanabilir. Allah'a imanın temel bir tezahürü olarak dua etmenin önemi üzerinde durulabilir. İnsanın isteklerine cevap verebilecek yegâne güç ve kudret sahibinin Allah olduğu, yetişmekte olan çocuklara ve gençlere güzel bir şekilde verilmelidir. Bir çocuk, yöneldiği kapının yüce, kendinin de oldukça zayıf olduğunun farkında olursa, duanın mahiyetini daha iyi idrak eder. Dua eğitiminin vazgeçilmez temel şartı Allah'a imandır.

Çocuklara ezberletilen çeşitli dualar onların Allah’a yaklaşımını sağlayacaktır İnanmanın temelini sağlam atmak ve çocukta dini kavramları oluşturmak açısından dua çok önemli bir yer tutar

Dua eğitiminde, eğiticinin şahsiyeti de önemlidir. Burada asıl olan, anne ve babaların duayı nasıl hissettikleri ve yaşadıklarıdır. Meselâ namazlardan sonra, istirahata çekilirken, yemek öncesi ve sonrası ebeveynini dua ederken gören çocuklar, dua alışkanlığını daha kolay edinir. Çocuğun ruhen duaya hazır hâle getirilmesi dua eğitiminde önemli bir safhadır. Bunun için çocukta sessiz kalabilme ve iç huzura ulaşabilme hâlinin gelişmesi üzerinde durulabilir. Böylece çocuğun iç dünyasının gelişmesi sağlanabilir. Bilhassa Ramazan ayı, hac ve kurban günleri, perşembe akşamları ve cuma namazları dua eğitiminde oldukça verimli ve bereketli zaman dilimleri olarak değerlendirilebilir.

Dua, çocuğun şuuraltı beslenmesine yardım eder. Çocuk ve gençlerin güçlü bir dua eğitiminden geçmesi, onlara kendi benliklerini aşıp Allah'a tam bir kul olmanın yollarını açar. Duanın çocuğun ahlâk ve şahsiyeti üzerine de tesiri büyüktür. Dua insanın duygularını yükseltir, küçük ve adi ihtiraslardan kurtarır, ruha sükûnet ve ferahlık verir. İnsanın benliğini meydana getiren şahsiyetin kuvvetlenmesine yardım eder. Dua kişinin ahlâkını yükselttiği ve ahlâki duygularını geliştirdiği için, evrensel ahlâklı insan yetiştirmeyi gaye edinmiş İslam eğitiminin vazgeçilmez bir unsurudur.

Yemeklerden önce ve sonra, bir karar aşamasında, sıkıntı veya ferahlık anlarında, istirahat öncesi, yeni bir güne başlarken duaya ayrılacak kısa bir zaman çocuklarımızda duanın ehemmiyeti hususunda güzel düşünceler oluşmasına vesile olur. Dua, insanın iç dünyasını aydınlatır, geleceğe Allah'a güven ve itimat içerisinde bakabilmesini sağlar. Allah'a yönelmiş, şükür hisleri ile dopdolu, zor zamanlarında O'nun yardımının kendisine ulaşacağı ümidini taşıyan bir çocuk kopmaz bir ipe tutunmuş demektir.

Bilinçli bir dua eğitimi, çocuklarımızda tevhidi bir anlayışın oluşmasını sağlayacaktır. Fatiha suresini anlamıyla öğrenen bir çocuk, Allah’tan başka kimseden yardım istenmeyeceğini ve sadece O’na dua edileceğini bilir. Duada tevhid önemli bir konudur. Çocuklarımızın zulmün en büyüğü olan şirkin her çeşidinden uzak durmaları ve şirki terennüm etmemeleri için Yalnız Allah’a dua etmeleri ve dualarına her hangi bir varlığı aracı koymamaları gerekmektedir

Çocuğumuza dua etmenin adabını öğretmeliyiz. Kur’an-ı Kerimde “Rabbini, içinden yalvararak ve korkarak, yüksek olmayan bir sesle sabah aksam zikret ve gafillerden olma.”(Araf 205)  ayetinde samimiyetle ve sesini yükseltmeden dua edilmesi tavsiye edilmektedir. Duayı kabul olacağına inanılarak yapmak, duada “dua ettim kabul olmadı ”diyerek acele etmemek, Allah’a hamd veya besmele ile duaya başlamak, elleri kaldırmak, kalbin bütün samimiyeti ile dua etmek, elleri yüze sürmek, dua ederken iç huzuru içinde bulunmak, dua bitince âmin demek Hz. Peygamberin dua esnasında uyguladığı ve Müslümanlara tavsiye ettiği işlerdir.

Çocuklar mümkün olduğu kadar erken yaşta, en basit cümlelerle başlayarak, içlerinden geldiği gibi dua edebilmeyi öğrenmelidirler. Dua öğretiminde asıl olan kişiyi Allah’la buluşturmaktır. Çocuklarımıza öncelikle dua okumayı değil dua etmesini öğretmemiz gerekir. Zaten yapılan araştırmalarda çocukların birçoğu duayı “Dua Allah’la konuşmak demektir. Allah’tan bir şey istendiği zaman edilir” diye tarif etmektedirler. Dua içten nasıl geliyorsa, yapaylıktan uzak, jestlere, bir takım formüllere uymak mecburiyetinden sıyrılarak, ruhumuzun olanca içtenliği ile deruni bir zevk havasında yapılması gerektiği çocuklarımıza öğretilmelidir. Çocuklarımızı Allah'ın huzurunda derdini dökmeye, onunla konuşmak için her şeyden faydalanmaya, onunla güven içinde konuşturmaya alıştırmamız gerekir. Tıpkı sevilen ve bütün kalbiyle sizi seven bir kimseyle çekinmeden ve serbestçe konuşur gibi. Sadece belli kalıp sözlerle dua edebilirsin diyerek çocuğu duadan soğutmamaya özen gösterilmelidir.

Okul öncesi dönemdeki çocuklara ibadetler ve dua çok ilginç gelir, bizi taklit etmeye çalışırlar. Bizimle birlikte namaz kılmak, dua etmek isterler. Bu noktada yemeklerden önce ve sonra Allah’a verdiği nimetlerden dolayı sesli olarak şükretmek, namazlardan sonra yine sesli olarak dua etmek; kendimiz, eşimiz, aile büyüklerimiz ve çocuklarımız için iyi dileklerde bulunmak yavrularımız üzerinde büyük tesir bırakır ve onları Allah’a yaklaştırır.

Sadece zorluk anlarında değil mutluluk ve refah anlarında da dua edilmesi, böyle bir davranışın Allah’ın sevgisini kazanmada önemli olduğu bilinci çocuklara öğretilmelidir. Eğer çocuklarımıza devamlı dua etme alışkanlığını kazandırmak istiyorsak, onları tek basına dua etmeye alışıncaya kadar dualarında yalnız bırakmamak gerekir.

Çocukların küçük yaştan itibaren kendisi haricindeki insanlar içinde dua etmeye yönlendirilmesi gereklidir. Anne-babaları, arkadaşları, sevdiği insanlar ve tüm insanlar için dua etmeye yönlendirilmeleri onların sosyal gelişimlerine katkıda bulanacaktır. Zaten çocuklar ben merkezli dualardan sonra en çok aileleri, akrabaları ve yardıma ihtiyacı olan insanlar için dua etmektedirler. Yaptıkları dualar çocukların, ailenin bireyi, toplumun ve insanlığın bir ferdi olduğu bilincini besleyecektir.

Çocuğun terbiyesinde Hz. Adem’den başlayarak, Kur’an'la insanlığa yayılan ilahi yardım talebi yani dua, çocuğun dinin sosyalleşmesinde, duygularının eğitilmesinde, karakterinin sağlamlaşmasında, şahsiyetinin kuvvetlenmesinde, ahlaki duygularının gelişmesinde, çocuktaki içsel enerjinin niyet haline dönüşmesinde ve Din Eğitiminin hedeflediği mükemmel insanın yetiştirilmesinde merkezi bir öneme sahiptir.

Sonuç olarak çocuğumuzun eğitiminde ve manevi terbiyesinde önemli bir öneme sahip olan duanın ilahi bereketinden kendimizi ve çocuklarımızı mahrum etmemeliyiz. “Dua etmezseniz ne öneminiz var” diyor Rabbimiz Allah ve “Dua ibadetin özüdür” diyor Hz. Resulallah. Ne mutlu Bize şahdamarımızdan daha yakın olan Allah’a her daim samimi dua ile yaklaşanlara…

 

                                                                  İdris GÖKALP

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder