VAHDETİN OLUŞUMUNA KATKI
SUNMAK İÇİN NELER YAPILABİLİR?
Her Müslüman vahdetin
oluşumuna katkı sunmak, ortak iş yapabilme iradesi oluşturabilmek için şu
hususlara dikkat etmelidir:
1- İhlâs ile yola çıkıp
Müslümanların vahdeti için Allahu Teâlâ’ya niyazda bulunmalıdır.
2- Müslümanlar Kur’an ve
Sünnet çerçevesinde bir araya gelmelidir. Bu iki kaynağın dışında asli bir
kaynak edinilmemeli, naslar ehl-i sünnet ve’l-cemaat kriterleri doğrultusunda
anlaşılmalıdır.
3- Vahdet kavramı iyi
anlaşılmalıdır. Vahdet, her konuda aynı olmak, hiç ihtilâf etmemek, standart
bir tip, robot adamlar üretmek, liderlere ve teşkilâtlara mâsum damgası vurmak,
devamlı baş eğmek değildir. Mü’minlerin dinin esas meselelerinde, Kur’an ve
sahih sünnetin kesin olarak hükme bağladığı temel konularda birleşmesi ve bu
doğrultuda işbirliği yapması, cemaat ve ümmet olmasıdır.
4- Vahdet, önce içimizde
ve kendimizle olmalıdır. Kendisiyle barışık ve vahdet/uyum içinde bir kişilik
sergileyemeyenler, dışlarında vahdeti hiç oluşturamazlar. Vahdet, yakından
uzağa doğru oluşup adım adım genişleyebilir. Bütün mü’minlerin kardeş,
velî/dost bilinmesi gerekir. Mü’minlerin birbirlerini, özellikle farklı cemaat
mensubu dâvâ adamlarını topa tutup, dine savaş açanları unutmaları büyük bir
cinâyettir. Düşmanlık için, Kur’an’ın belirttiği İslâm’a savaş açan tâğut ve
zâlimler yeterlidir.
5- Müslümanlara dayatmaya
çalışılan ulus devlet olgusu fitnesine karşı uyanık olunmalıdır. Ümmet bilinci
diriltilmeye çalışılmalıdır. Ümmet bilincinin yeniden kurulabilmesi için yerel,
bölgesel, ulusal farklılıkların aşılabilmesi gerekir.
6- Müslüman fertlerin
sağlıklı bir şekilde yetiştirilmesi gerekir. İslâm toplumunun yeniden inşâsı,
kâmil insanın, kişilikli, bilinçli bireylerin yetişmesiyle başlar. Sağlıklı bir
toplumsal bünye, nitelikli, derinlikli, ufuklu, erdemli bireylerden oluşur.
Gerçek bir cemaat yapısı güçlü kişiliklerle inşâ edilebilir. Sağlıklı bir
cemaat için bireylerin benliklerini arındırmaları gerekir. Bireyler, hayatın
her alanında Allah’a yönelen bir bilinçle, eylemle, davranışla mükemmelliğe
ulaşırlar. Sağlıklı, tutarlı bir kişilik bilincine sahip olanlar, sağlıklı bir
cemaat bilinci oluştururlar. Sağlıklı bir ümmet bilincine, ancak sağlıklı bir
cemaat bilinciyle ulaşılabilir.
7- Zedelenmiş güvenin
tekrar ihyası için özel gayret göstermeliyiz. Mesela ikili ziyaretlere önem
vermeliyiz. Bunları sıklaştırıp mümkünse periyodik hale getirmeliyiz.
8- Cemaat olmak ile
hizipçilik birbirine karıştırılmamalıdır. Dinimiz cemaatleşmeyi emrederken
hizipçilik ve gurupçuluğu ise yasaklamıştır. Grup taassubu kırılmalıdır. Fakat
herkes muhakkak Kur’an ve Sünnet ışığında hareket eden bir cemaatle hareket
etmelidir.
9- İhtilaf usulu iyi bir
şekilde öğrenilmelidir. Ehl-i sünnet ve’l-cemaat denilen muteber mezhepler
arasındaki ihtilaflar tefrikaya yol açmamalıdır. Farklı kanaatlere sahip olunsa
bile ümmet şuuru ile hareket edilmelidir.
10- Kurumlar arası bir
hukuk oluşturulmalı ve bu yazıya dökülmelidir.
11- Her Müslüman gerek
konuşmalarında gerekse tavırlarında nasıl ki vahdeti oluşturmakla mükellefse,
aynı şekilde tefrika içine sokmamakla da mükellef olduğu bilincinde hareket
etmelidir. Ayrıştırıcı, bölücü, dışlayıcı her türlü söylem ve tavır büyük bir
vebali de beraberinde getirmekte olduğu bilinmeli bu şuurla hareket
edilmelidir.
12- Başkasına tahammül
etme hususunda dikkatli olunmalı, nefsi ve ani çıkışlardan uzak durulmalıdır.
13- Kurumlar arası
yakınlaşma sağlanmaya çalışılmalıdır. Ortak iş yapma kültürü yayılmaya
çalışılmalıdır.
14- Top yekûn hareket
bazen mümkün olamıyorsa ortak iş yapma yolları aranmalıdır.
Satırlarıma Merhum şair
M.A. Ersoy’un dizeleri ile son vermek istiyorum:
Girmeden tefrika bir
millete düşman giremez.
Toplu vurdukça yürekler
onu top sindiremez.
Şunu unutmamalıyız ki
birbirimize tahammül etmediğimiz müddetçe başkalarına katlanmak onların
zulümlerine boyun eğmek zorunda kalacağımızdır.
Rabbim bizleri tevhid
üzere yaşayıp, vahdeti kurmak için mücadele eden muvahhitlerin yolundan
ayırmasın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder