ÇOCUK
EĞİTİMİNDE İSLAMİ AİLE MODELİ
Hamd, bize
kendi nefislerimizden eşler, eşlerimizden de çocuklar ve torunlar yaratan ve
bizleri güzel nimetlerle rızıklandıran Allah’a mahsustur. Salât ve Selamda
merhamet, fazilet, adalet ve edepte en güzel örnek, mükemmel aile reisi Hz.
Muhammed’e olsun.
İslam toplumu
aile esasına dayanmaktadır. Aile, genel tanımı itibariyle toplumun çekirdeği ve
onu meydana getiren parçaların en küçüğüdür. Aile; birbirinden destek alan,
birbirine dayanan ve yaslanan, birini çekince diğeri ayakta kalmayan birden
fazla unsurun birlikteliğidir. Aile, acının, sevincin, ekmeğin, aşın, barınağın
en yoğun biçimde paylaşıldığı ortamdır. Aile, kişinin huzur bulduğu ortam,
neslin devamı için bir vesile, kişiyi günah iş ve davranışlardan koruyan bir
engel ve kalkandır. Aile, kendimizi, eşimizi, çocuklarımızı ve yakınlarımızı
Rabbimizin bildirdiği inanç ekseni çerçevesinde yetiştirmeye çalıştığımız ve
sığındığımız güvenli limanımızdır.
İnsanlığın değişmez değerlerinin diğer adı olan Aziz dinimiz İslam,
müntesiplerinin eliyle sağlam, sağlıklı ve huzurlu bir toplum kurmayı amaçlar.
Bunun yolunun da “İslami Aile Modelinden” geçtiğini ifade eder. Yüce kitabımız
Kur’an, bizlere model ve örnek ailelerden (Adem’in, Nuh’un, İbrahim’in, İmran’ın
ailesinden) bahsederek, cennetin dünyadaki şubesi olan ailenin nasıl olması
gerektiğini öğretmiştir. Toplumsal yozlaşmanın zirve yaptığı, yalan, dolan ve
sahtekârlığın doğal karşılandığı bir toplumda yaşıyor oluşumuzun altında yatan
sebep bozulan aile düzenidir. Dolayısıyla bu kötü gidişe dur demek için yine
bozulmanın başladığı yerden; yani aileden düzeltmeye başlamak lazım toplumu.
Aksi takdirde toplumdan şikayet ederek, memleket meseleleri lafazanlığı yapmaya
hakkımız olmadığı gibi hiçbir faydası da yoktur. Toplumsal değişim de ancak
tevhid, adalet ve özgürlük şiarıyla yüceltilmiş bir aile modeliyle mümkündür.
İslam’a göre her aile, tevhid bilinciyle vahdete atılmış mübarek bir adımdır.
İslam, dünyayı minyatür bir cennete çevirmek için gönderilmiştir. Müslüman
aile; sevgi, şefkat ve dayanışma temelleriyle yükselen ailedir. Bu aile
modelinde anne ve babanın birçok vazifesi olmasına karşın bunların içinde en
öncelikli ve önemli olanı çocuklarının terbiyesidir; güçlü ve salih bir nesil
oluşturmaktır.
İslami bir
ailede ebeveynler çocuk eğitiminin küçük yaşlardan başlandığının
bilincindedirler. Çünkü okul öncesi dönem
(0-6 yaş) olarak bilinen ve pedagogların ittifakıyla kritik dönem diye
adlandırılan bu dönem çocuğun karakter ve şahsiyetinin belirginleştiği dönemdir.
Bu dönem, çocuğun "şuuraltı beslenme dönemidir".
Bundan dolayı, okul öncesi eğitim hayatın ilk ve en önemli basamağıdır. Hatta bazı İslam alimleri meseleyi daha geniş
bir pencereden ele almış ve çocuk eğitimine, sanıldığının aksine çocuğun
doğumuyla değil, bu işin önemini vurgulamak amacıyla “eş seçiminden”
başladığını ifade etmişlerdir. Salih bir baba ve Saliha bir annenin çocuk
eğitimindeki etkisi göz ardı edilmemelidir. Rabbimizin rızasının gözetildiği ve
prensiplerinin uygulandığı bir ortamda yetişen çocuk daha sağlıklı ve huzurlu
bir birey olarak hayata adım atacaktır. “Dedenin yediği elmadan torunun dişleri
kamaşırmış” düsturundan yola çıkan anne ve babalar önce kendi eksiklerini
tamamlayarak çocuklarına güzel örneklikler sergilemelidirler.
Çocuk
yetiştirmek meşakkatli, bir o kadar da sabır isteyen bir uğraştır. Hepimiz
birer emanetçiyiz ve çocuklarımız bize Rabbimiz tarafından verilmiş en büyük
emanettir. Rabbimiz Allah(cc) Tahrim suresinin 6. ayetinde “Siz ey iman
edenler! Kendinizi ve yakınlarınızı yakıtı insanlar ve taşlar olan tarifsiz bir
ateşten koruyunuz!” buyurarak bizlere, çocuklarımıza sahip çıkma noktasında
müthiş bir ikazda bulunmaktadır. Kutlu Nebi (sav) “Hepiniz çobansınız ve
güttüğünüzden mesulsünüz” ve “Hiçbir baba çocuğuna güzel terbiyeden daha güzel
bir miras bırakmaz” buyurarak bu emanet bilincimizi daha bir diri tutmaktadır.
Çocuklarımızı dünya ve cehennem ateşinden korumak, bütün şeytani tuzaklara ve
hastalıklara karşı koruyucu aşılar yapmak, onları yarınlara müslümanca hazırlamak
İslami bir ailede her anne ve babanın görevidir.
Müslüman
bir ailede ebeveyn, çocuğunu hem ruhi, hem bedeni, hem de ahlaki anlamda
eğitmekle mükelleftir. Çocuğa ilk öğretilecek kelime “Allah” olmalıdır. Onlara
her zaman helal lokma yedirilmeli, evdeki dini, ahlaki ortam en güzel şekilde
ayarlanmalıdır. Şükür, sabır, sadakat, merhamet, iyilik vb. ahlaki terimler
örnek olunarak öğretilmeli, İslam büyüklerinin hayatları anlatılarak çocukların
bunları örnek almaları sağlanmalıdır. Yedi yaşına gelindiğinde namaz kılmak,
oruç tutmak vb. ibadetler uygulamalı öğretilmeli, çocuk on yaşına geldiğinde en
güzel şekilde dini vecibelerini yerine getirecek halde olmalıdır. Bunun yanında
çocuğun cemiyet içinde yaşayan bir birey olduğu gerçeği de unutulmadan, başkalarıyla
paylaşma ve birlikte iş yapma kabiliyeti geliştirilmelidir. Günümüzün problemlerle dolu ve karmaşık dünyasında, böyle bir
istikamet sunan, insanî ve ahlâkî değerleri ihtiva eden bir eğitim anlayışına
her ailenin ihtiyacı vardır. Şu bir gerçek ki, İslam’a aykırı davranışların
benimsendiği, yaşandığı ve yadırganmadığı bir aile ortamında Müslüman çocuk
yetiştirmek, çölde gül yetiştirmekten zordur.
Kur’an ve sünnete uygun yani ideal
çocuk, fıtratı bozulmamış çocuktur. İdeal aile ise bu fıtratı muhafaza etmeye
çalışan ailedir. Rabbimiz, insanın anne karnından hiçbir şey bilmeden doğduğuna
işaret eder. Bir rivayete göre de Resulallah (sav) çocuğun fıtrat üzere yani
Rabbini birleme potansiyeli ile doğduğunu, ama onu anne ve babasının Yahudi,
Nasrani ve Mecusi yaptığını söyler. İslami aile modelinde anne ve baba çocuğunu
eğitirken bu fıtrat hadisi kendine düstur edinmeli ve çocuğunu Allah’ın çizdiği
fıtrat kanunları çerçevesinde eğitmeyi kendine ilke edinmelidir.
Ailenin baskıcı ve otoriter, aşırı
serbestliğe dayanan, tutarsız, kararsız ve sorumsuz, aşırı koruyucu ve
kollayıcı tutumları Müslüman bir ailede olmaması gereken ve ileride sıkıntılara
neden olacak hatalı davranışlardır. Çocuğu korkutup tehdit etmek, onun evhamlı,
korkak ve sabit fikirli olmasına sebebiyet verecektir. Ceza vermek suretiyle
sağlanan terbiye korkuya dayanan, temeli çürük bir terbiyedir. Çocuk üzerinde
disiplin sağlamanın en emin yolu sevgi, şefkat göstermek ve çocuğa iyi örnek
olmaktır. Şurası unutulmamalıdır ki, çocuğa harcanmış emek, boşa gitmeyen büyük
bir yatırımdır. Aile, çocukla kaliteli ve dengeli zaman geçirmelidir. Çocukla
nitelikli beraberlikler oluşturulmalıdır. Çocukla zamanı fazla geçirmek iyi bir
iletişim oluşturmak anlamına gelmez. Buna ev hanımı annelerin dikkat etmesi
gerekmektedir. Anne ve baba olarak çocuklarımızı kötü arkadaş ve ortamlardan,
iletişim araçlarının ve medyanın mikroplarından arındırmalıyız. Çocuklara
özgüven ve ahlak kazandırmalı, israfın her çeşidine karşı bilinç vermeliyiz.
Çocukların zihinlerine kul hakkı ve adalet bilincini yerleştirmeli ve onlarda
bu güzel hasletlerin meleke haline gelmesine çalışmalıyız.
Müslüman bir ailede çocukla birlikte
ibadet etmek, onun aklının alabileceği sözcükleri söylemek, bununla birlikte
bunları ders anlatıyor havasında değil, çocuğun sevgi ve güvenini kazanarak,
duygularına hitap ederek, sevdirerek ve yeri geldiğinde oyuna dönüştürerek
sunabilmek önemlidir. Din ve manevi eğitim derken hep Kur’an okutmak ve namaz
kıldırmak gelir aklımıza; oysaki Allah katında hak din olan İslam hayatın
tümünü kuşatır. Sokağa çıktığımızda bir hayvana karşı davranışımız, bir misafir
geldiğinde tutumumuz, yaşlı insanlarla diyaloglarımız, komşularımızla ve yakın
akrabalarımızla münasebetlerimiz çocuğun dünyasında hayata dair kareler
oluşturacaktır.
Hülasa, İslami aile modeli,
şahsiyetli bireylerin yetiştiği, vahyi önceleyen, fedakar ve itaatkar, Allah’a
ibadet eden, çalışkan ve merhametli, misafirperver bir aile modelidir. Bu aile
içinde eğitilen çocuklar dünyayı esenlik yurduna çevirmeye aday kişilikli ve
şahsiyetli fertlerdir. Ebeveynin en büyük gayesi çocuğunu iyi yetiştirmektir.
Hz. Ali’nin dediği gibi “Çocuklarınızı kendi yaşadığınız zaman göre değil,
onların yaşayacakları zamana göre yetiştirin.” Eğitim ne kadar kuvvetli olursa,
aile o kadar sevgi denizinde yüzecek, sevgi denizi ne kadar coşarsa toplumda o
kadar huzur içinde yaşayacaktır.
Ne mutlu Rabbimizin bizlere emanet
ettiği göz nurumuz, yarınlar için umudumuz çocuklarımızı İslami bir aile
atmosferi içinde yetiştirenlere. Ne mutlu kutlu Nebi’yi örnek alıp, çocuklarını
en güzel edeple edeplendiren anne ve babalara.
İdris GÖKALP
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder