16 Eylül 2016 Cuma

HZ. ALİ’NİN, OĞLU MUHAMMED’E GÖNDERDİĞİ MEKTUP





HZ. ALİ’NİN, OĞLU MUHAMMED’E GÖNDERDİĞİ MEKTUP

Ali radıyallahu anh, oğlu Muhammed b. el-Hanefiyye’ye şöyle bir mektup yazdı: “Dinde anlayış ve kavrayış sahibi ol. Kendini güçlüklere karşı sabretmeye alıştır.

Bütün işlerinde yüce Allah’a sığın. O zaman sağlam bir barınağa ve güçlü bir sığınağa sığınmış olursun.

Rabbinden isterken samimi ol. Çünkü vermek de, vermemek de O’nun elindedir.Hayırlı olanı dilemekte çok dikkatli ol.

Bil ki! Bineği geceyle gündüz olan kişi, duruyor olsa bile zaman onu alır götürür. Yüce Allah dünyanın harap, âhiretin de mamur olmasını ister. Dünyadan tamamen, ilgini kesebilirsen, bunu yap.

Nasihatımı kabul etmezsen, kesinlikle şunu bil ki: Dünyalık emeline ulaşamaz, ecelinden de kaçamazsın. Sen de öncekilerin yolundasın, onlar gibi olacaksın.

Nefsin basit ve aşağılık isteklere sevk etse de onu böyle şeylerden koru. Çünkü gösterdiğin çaba ve gayret karşılığında nefsinden hiçbir şey elde edemezsin. Hemen aç gözlülük yapmaktan, bana müsaade edilmezse vaz geçerim demekten sakın. Zaten senden öncekileri de bu helak etti.

Dilini tut! Susmaktan dolayı kaçırdığını telafi etmen, konuşmaktan dolayı kaçırdığını elde etmenden daha kolaydır.

Dilini tutmakla içindekini sakla. Kanaatle birlikte olan iyi bir tedbir, seni israfla birlikteki çokluktan daha iyi korur.

İffetli bir meslek sahibi olmak, günahkâr bir zengin olmaktan daha iyidir.

         Kişi, sırrını en iyi kendisi saklar. Bazen o, kendisine zarar verecek şey için çaba gösterir.  

Arzularına bel bağlamaktan sakın. Çünkü onlar ahmakların malzemesidir, âhiret ve dünya işlerini yapmaya engeldir.  
  
İyi dost, dünyadaki en hayırlı nasiptir. Hayırlı kimselerle yakınlık kur ki onlardan olasın. Kötülere uzak dur ki onlardan uzak olasın.

Su-i zanna kapılma, çünkü o, seninle dostunun arasına soğukluk getirir.
Ateşin odunu yaktığı gibi sen de kalbini edeple tutuştur.

Bil ki nankörlük alçaklıktır; ahmakla sohbet etmek uğursuzluktur.

Haramdan sakınmak, şerefli ve asil olmak demektir. Sabırlı olan efendi, anlayışlı olan da bolluk ve bereket içinde olur.

-İster güzel, ister çirkin olsun - dostuna nasihatini esirgeme.
Şüphe üzerine dostunu terk etme; kusurunu söylemeden onunla ilgiyi kesme. Seni memnun eden kimsenin mükâfatı, onu üzmek olmamalıdır.

Rızık iki türlüdür: Senin peşinden gittiğin ve senin peşinden gelen. Sen ona gitmesen de o sana gelir.

Yavrum! Bil ki: Dünyadan kazandığın, âhirette karşına çıkacak olandır. İyi olandan sadaka ver. Başkası için biriktirme. Elinden kaçırdığına üzüleceksen, sana ulaşmayan şeyler için üzül.

Bazen gözleri sağlam olan, önündeki yolu şaşırır, gözleri görmeyen de doğru görür.

Tutumlu kişi helak olmaz; zühd hayatı yaşayan da fakir düşmez.

Kim zamana güvenirse, zaman ona ihanet eder. Kim onu gözünde büyütürse, o da onu hafife alır.  

Dinin başı, kesin olarak inanmaktır; sözün hayırlısı, davranışların tasdik ettiğidir.

Yola çıkmadan önce yol arkadaşının kim olduğunu sor. 

Ev almadan önce komşu al. 

Dostundan gelebilecek kötülüğe katlan. 

Senden özür dileyenin özrünü kabul et.

Elinden geldiği kadar kötülüğü ertele. Dilediğin zaman onu öne alabilirsin.

Sen alakayı kestiğin, o da kesmediği için kardeşin senden daha güçlü olmasın. Yine sen kötülük ettiğin, o da iyilik ettiği için kardeşin senden daha güçlü olmasın.

Kadına yapabileceğinden daha fazla iş yükleme. Çünkü kadın bir çiçek gibidir, kâhya değildir. Onun devamlı böyle kalması ve huzurlu olması için bu gereklidir. Onu örtmekle gözlerden sakla, hicapla ona bakılmasına engel ol. Kadına destek olan akrabalarına değer ver. Eğer kadın büyüklenmeye kalkarsa sen de büyüklen.


Allah’tan sana şükretmeyi ve doğru olmayı ilham etmesini, her türlü hayrı yapmada sana güç kuvvet vermesini ve rahmetiyle seni, yasak edilen her şeyden uzaklaştırmasını diliyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder