BİR EĞİTİM SİSTEMİ OLARAK İSLÂM
İnsan aklının mutlak doğru ve geçerli bir eğitim sistemini kurmakta yetersiz kalışı dünyaya ve insana belli bir açıdan bakıp bağımsız bir düşünceyle inceleyememiş olmasındandır. Tarih boyunca felsefi sistemlerin ortaya koyduğu eğitim anlayışı evrensel geçerliliği olan bütüncül bir eğitim sistemi getirmekten uzak subjektif yorumlara dayalı bir anlayıştır. Bu nedenle eğitim sistemleri arasında da farklılıklar ortaya çıkmıştır. Bazı eğitim görüşleri merkeze çocuğu, bazısı öğretmeni ya da herhangi bir faktörü almıştır. Her durum da bu görüşler eksik kalmışlardır.
İslam ise eğitimde merkeze insan fıtratını almaktadır. Eğitim ilkelerini o fıtratın niteliğine göre ortaya koymaktadır. Bu noktada Rab ve terbiye kavramları karşımıza çıkıyor...
Rab, terim olarak bir şeyi derece derece olgunluğa eriştirmek, yetiştirmek anlamina gelir. Kur'an'da Allah'ın isimlerinden biri olarak 965 defa anılan Rab kelimesi varlık âlemlerini yaratan, terbiye ve temniye eden, maddi ve manevi kemale götüren Allah demektir.
Terbiye, bir rehberlik, bilenin bilinmeyene yaptığı bir tesirdir. İslam terbiyesi, İslam dininin koyduğu esaslara uygun olarak insan fikrinin gelişmesi, davranış ve duygularının tanzimi, fikir ve düşüncede, söz ve fiilde, usül ve nizamda doğru yolu gösterme, dünya ve ahirette mutlu olacak kâmil insanı yetiştirme sanatıdır.
İslama göre eğitimin gayesi iyi insan yetiştirmek, bu çerçevede çocukları hayata hazırlamaktır. Batı eğitiminin gayesi ise iyi vatandaş yetiştirmektir. Terbiyeden gayenin iyi vatandaş yetiştirmek olduğu hususunda beşeri terbiye metodları hemen hemen birleşirler. Bu ortak noktadan sonra her millet, bu vatandaşı tanımlama ve onun vasıflarını belirlemede ayrılır. Her iyi vatandaş iyi insan olmayabilir ancak her iyi insan iyi vatandaş olabilir. Başka bir ifadeyle iyi vatandaş olmak iyi insan kapsamındaki özelliklerden sadece biridir.
İslam daha büyük daha şumullü bir gayenin gerçekleşmesi için yöntem ve öneriler getirir. Bu nedenledir ki İslamın önemle üzerinde durduğu hedef iyi ve kâmil insan yetiştirmektir. Bu insan İslami manada mükemmeldir. Çünkü o içindeki mutlak cevheri bilir kendini ve Rabbini tanır.
İslam terbiyesinin ferdin gelişimi açısından nihai gayesini üç başlık altında toplayabiliriz:
a)Fertlerin şuurundaki sosyal değerleri ve iyi duyguları ortaya çıkarmak, geliştirmek
b)Ferdin yeteneklerini geliştirmek
c)Ferdi sosyal hayata ve geleceğe mükemmel bir şekilde hazırlamak
Hedeflenen bu gayeler hangi özellikleri taşımaktadır?
1)ferde kendini tanıma yolunu göstermek: Yunus Emre bu gerçeği şöyle dile getirmektedir;
İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsen
Ya nice okumaktır.
İslam eğitimin en büyük özelliği insana kendini tanıtmasıdır. İçindeki cevheri ve yaratıcıdan aldığı özü keşfetmesini sağlamasıdır.
2)İyi insan yetiştirmek: İslam eğitimin iyi insan yetiştirme gayesindeki en önemli özellik evrensel iyi insan yetiştirmektir. Göreceli bir şekilde kendi bölgesinde uygun davranışlarda bulunan vatandaşı değil, geçerliliğini kaybetmeyen ' iyi' değerleri taşıyan kendisiyle ve Yaratıcısıyla barışık erdemli insanı amaçlanmaktadır. İslam terbiyesi ile yetişen iyi insan, ruhu ile semaya yönelmiş olduğu halde, cismi ile yeryüzünde yürüyen, her iki hayat için de iyi davranışlar da bulunan insandır. İslam insanı kâmil yetiştirmeyi gaye edinir ki kâmil insan Yaratıcısını kendinde zuhur ettirmiş ve buna bağlı olarak ahlaklı, adaletli ve ihlâs sahibi insandır.
3)İnsanları doğru istikamette tutmak: İslam eğitiminin hedeflerinden biri de doğru yoldan sapmayacak istikrarlı ve tutarlı şahsiyet yapısına sahip insanlar yetiştirmektir.'Emrolunduğun gibi dosdoğru ol' ayetiyle Allah, kullarına doğru yolu göstermekte ve bu yolda yürümelerini başka yollara sapmamalarını emretmektedir.
4)Fertteki gizli kabiliyetleri ortaya çıkarmak ve yönlendirmek: Allah insanı farklı donanımlarda yaratmıştır. Aksi halde insanlar aynı tarafa yönelir ve aynı işleri yaparlar. Bu ise toplum düzeninde aksamalara neden olur. Bundan dolayı insandaki yeteneklerin eğitimle ortaya çıkarılması ve uygun yöne sevkedilmesi gerekir.
Ferdin kabiliyeti dışında bir branşa ve işe zorlanması, beden ve ruh sağlığının bozulmasına neden olabilir. 20.asır pedagojisinde geçerli olan bu esas tarih boyunca İslam eğitimcileri tarafından belirlenmiş ve uygulanmıştır.
Şüphesiz ki en üst eğitici Allah Rab'dır.Yarattığını en iyi bilen ,nelere ihtiyacı olduğunu en iyi takdir eden de yine O'dur.Onun terbiyesiyle yaşamak ümidiyle....
Necla Şeyma Saydam
Vuslat makale /Sayı:45
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder