4 Mart 2017 Cumartesi

OKU! YARATAN RABBİNİN ADIYLA


OKU! YARATAN RABBİNİN ADIYLA...

http://www.mardindosthaber.com/resim/bos.gif
Oku! Yaratan Rabbinin adıyla… (Alak 1)
Okumak olayların içine inmektir. Okumak anlamaktır. Okumak olgunlaşmaktır. Okumak tanımaktır. Okumak idrak etmektir. Okumak, Rahmanın istediği ile bizim istediğimizin aynılaşması için en önemli erdemdir. Tefekkür etmeye yol açıyorsa işte o zaman okumak muradına ermektir. İçinde tefekkürün olmadığı, insanı derinleştirmeyen okumak bilgi yüklenmek anlamına gelir. Bu okumak hiçbir zaman ideal değildir. Rahmanın adıyla istenen okumak bu değildir. Okumak mutlak anlamda insanın içinin olgunlaşmasıdır.
            İnsan sadece düz metni okumamalı, aynı zamanda hadiseleri okumalı, olayları okumalı, geçmişi ve şu anı okumalı, hatta geleceğe kafa yorarak bir çeşit geleceği de okumalı. Bu anlamda okumak insanı idealleştiren en önemli akarsudur. Bu sudan bazı insanlar kana kana içer, bazı insanlar içmez. Bazı insanlar içenleri sever ve seyreder. Onlara imrenir.
            İdeal okumak insanı kendisine getirip tanıtma eylemidir. İnsan kendisini okudukça kitabı okur. Kitabı okudukça Rahman’ı okur. Rahman’ı okudukça Allah-u Teâlâ’nın mesajlarındaki hikmeti, inceliği okur. İşte ideal okuma hikmet derinliğine ulaşabilme eylemidir.
            Bir insan okuduğu metindeki şeylerin kendi içine akmasına müsaade etmiyorsa, okuduklarını anlayamıyorsa, okuduklarını tartamıyorsa, okuduğu şeyler insanı okumanın altında yatan esas hikmete ulaştırmıyorsa insana gerçek anlamda bir bilgi yüklenmesi olarak geri döner. Bu anlamda insan ilimdeki hikmete ulaşamaz ise okumaktaki muradın kabuğunda kalmış olur.
            Her okumak ideal okumak değildir. Okumakla okumaya benzer eylemleri birbirinden ayırt etmek lazım. Gerçek okumak okuduklarımızın içimize akması, içimizi temizlemesi, arındırması, olgunlaştırması ve bizi bu çağın sahabesi yapması demektir.
            Kendisine oku emri gelmiş olan kâinatın efendisi Hz. Muhammed (sav) oku ayetiyle beraber okuma eylemini nasıl anladı. Daha doğrusu O’na (sav) nasıl anlatıldı. Yüce rabbimiz Allah azze ve celle okumak kavramına nasıl bir anlam yüklüyor acaba? Rabbimiz okumaktan ne bekliyor?
            Hz. Peygamber’in (sav) yaşadığı Mekke’deki müşriklerin yaşantısına baktığımızda onların aslında bir okuma eylemi içinde olduğunu görüyoruz. Yalnız bu okuma cahiliydi ve Rabbin razı olduğu bir okuma değildi. Arındıran bir okuma değildi. Günümüz cahili insanın okumaya yüklediği anlam gibi okuyordu Mekke müşrikleri. Günümüz insanı televizyonu okuyor, gazeteyi, piyasayı, modayı, eşyayı, vitrini ve reklamı okuyor ve hayatını ona göre şekillendiriyor. Mekke müşrikleri de sihirbazları okuyorlardı, kâhinleri okuyorlardı, eşyayı, piyasayı okuyorlardı. İnsanlar ne yapmaları gerektiğini, nasıl hareket etmeleri gerektiğini, hayatlarını nasıl düzenlemeleri gerektiğini bu okuduklarında buluyorlardı. Ne yapacağız? Ne edeceğiz? Nasıl yaşayacağız? Nasıl bir eğitim sistemimiz olacak? Nasıl bir hukuktan yana olacağız? Nasıl giyineceğiz? Nerelerden kazanıp nerelerde harcayacağız? Nasıl bir siyasal yapılanmamız olacak? Kadın-erkek ilişkilerimiz nasıl olacak? Mirasımızı nasıl paylaşacağız? Sabah kaçta kalkacağız? Soframızda neler bulunacak? Nasıl bir hayat süreceğiz? Sorusunun cevabını buluyorlardı bu okuduklarından.
Eğer Allah sadece “oku!” deseydi, Rasulallah da toplumundan bunu isteseydi, kesinlikle toplumla peygamber arasında bir sürtüşme olmayacaktı. Çünkü cahiliye toplumu kendince bir okuma içindeydi. Lakin Rabbimiz  “Oku!” hitabından sonra ayetin devamında “Yaratan Rabbinin adıyla” buyurarak okumanın nasıl ve kim adına olması gerektiğini bizlere söylüyor. Oku! Ama Rabbin adıyla, Rabbin adına, Rabbin namına…
Allah’tan gelmeyen, vahye dayanmayan, bir işe yaramayan, hayatta uygulanma imkânı, uygulanma alanı olmayan, yani okuyandan amel istemeyen, okuyucusunu amele sevk etmeyen bir okuma, okuma değildir. Allah’ın rızasına götürücü olarak yarın mizana konulacak cinsten olmayan bilgileri okumak Allah’ın istediği bir okumak değildir.
Okumak, Rabbimiz Allah’ın hayatın her alanına müdahil olduğu bilinci içinde olmaktır.  Okumak, hayatı Kur’an ve Sünnete göre şekillendirmektir. Kur’an’ın sadece lafz-ı celilini değil aynı zamanda anlamına vakıf olarak okumaktır. Okumak, laik ve seküler bir yaşama “La” diyebilmektir. Okumak zalime “dur” diyebilmektir. Okumak ümmetçe, muvahhidçe düşünüp ümmetin vahdeti adına bedel ödemesini bilmektir.
Okumak Yaratan Rabbin adıyla olursa doğru okuma olur, sağlıklı olur, insanı kalbileştirir, onu derinleştirir. Allah’tan gelmeyen ve Allah’a götürmeyen okumalar bu okumanın dışındadır. Hele hele temeli materyalizme dayalı olan ve Allahsızlığa götüren bilgiler, bugünkü bizim zilli eğitimin önerdiği vahiy kaçkını bilgiler hiç okuma değildir...
O halde, yapmamız gereken; vahyi hayata taşıyan bir okuma ameliyesi içinde olmaktır. Rabbimiz Allah’ı hayata müdahil olan bir İlah ve Rab olarak bilip, Tevhidi hayata hâkim kılacak bir cehd ve bilinç içinde okumalarımızı devam ettirmeliyiz.
Nesillerimizin geleceği adına çok okumalı ve okutmalıyız. “Okumaya vaktim yok” diyenlerin hayatı anlamsızlaştırdıklarını ve Allah’ın verdiği vakti bereketsiz değerlendirdiklerini bilmeleri gerekir. Rabbimiz, biz Müslümanları, hakiki manada okuyan, anlayan ve yaşayan kullarından eyler inşallah.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder