29 Kasım 2016 Salı

DAVETÇİYE NOTLAR



DAVETÇİYE NOTLAR
           
Çıkmak lazım kör karanlıklardan aydınlığa. Şirkin terennüm edildiği batıl çağlardan tevhidin meşakkat dolu huzuruna…

            Umutsuzluğa prangalarını giydirip yeşertmeli ümit filizlerini. Boy verip serpilene kadar sevgiyle, muhabbetle sulamalı ümit ağacını.

            Küfrün oluşturduğu ümitsizlik rüzgârında savrulmamalı davetçi. Çalınan her kapı hemen açılsaydı, ümidin, sabrın ve isteğin derecesi anlaşılmazdı. Asla vazgeçmemeli. Davetçi bilir ki vazgeçerse hak etmeyenlerin hükmü geçecek dünyada.

            Kuşlar gibi uçabilen, balıklar gibi yüzebilen fakat bu ara basit bir sanat olan insan gibi yaşamayı unutanlara insanca yaşamayı hatırlatmalı davetçi. İslam ki, insanlığın değişmez değerlerinin diğer adıdır…

            Davetçi tebessüm etmeli etrafına. Sevap devşirmeli en mütevazı eylemlerden. Cahille münakaşaya girmemeli. Çünkü cahil ya sinirini zıplatır tavana, ya da yazık olur davetçinin adabına.
            Çoraklaşan yüreklere su serpmeli. Kıyamet kopuyor deseler elindeki fidanı toprağa dikmeli, ötelere götürecek bir şeyi olsun diye.

            İmha değil inşa etmeli yürekleri. İmha edeceği şeylerde var elbette. Lakin davet “yıkmak ve inşa etmek” demektir. Yani ister fikirleri, ister ahlakî ilkeleri, isterse kanun ve kuralları açısından olsun bütün şekil ve suretleri ile cahiliyeyi, yani İslamî olmayan tüm kanun ve nizamları yıkmak, reddetmek ve tanımamaktır. Bunun yanı sıra davet aynı zamanda “inşa etmek” demektir. Yani İslamî bir hayatı, İslamî bir ahlakı, İslamî bir düzeni ve İslamî bir devleti…

Güneş doğar karanlık gecelerin üstüne ve çekip alır simsiyah perdeyi. Davetçi bir güneş gibi doğmalı yüreklere. Aldırmamalı söylenen kırıcı sözlere. Vurmadan kırmadan hakkı söylemeli, yumuşak sözü davetine katık etmeli.

            Zorluklar karşısında yıkılmayan ulu bir çınar ağacının serinletici gölgesi gibi okşamalı yürekleri. Düşmanlarına bile gülümseyebilme cesareti gösterirse o zaman zafer yakındır davetçi için. Gerçek zafer cenneti bakidir. Gerçek zafer Allahın davasını yüce tutup O’nun rızasına ermektir.
            Davetçi insanların Allahın dinine fevc fevc girdiklerini gördüğü zaman Allah’ı tesbih edip tevbe ve istiğfar etmeli.

            Allah Rasulünün kutsal örnekliğini hayata taşımalı ve yaşayan kuran olma konusunda cehd etmeli. Rabbani olmalı davetçi. Çünkü İslâm davetçilerinin kurtuluşu ancak rabbânî olmalarıyla mümkündür.

            Şunu özellikle ve öncelikle bilme ki davetçi, başkalarından önce kendisine önem vermelidir. Başkalarını düzeltmek için ayırdığı vakitten daha fazlasını kendine ayırmalıdır. Çünkü kendisini güzel bir şekilde eğitip, terbiye eden kimse, kendisini unutup başkasını terbiye etmeye çalışandan daha üstündür. "Ey Kardeşlerim! Kur'an'ı kalplerinize hakim kılın ki, toplumunuza da hakim kılabilesiniz."

            Davetçi akidesini, ahlakını ve ibadetlerini kuran ve sünnete göre düzeltmeli. Selefi salihinin saf, berrak ve güzel yoluna tabi olmalı.

            Müslüman davetçi, Kur’an’ın diriltici soluğuna muhtaçtır, hem de her zamankinden daha fazla. Günümüz modern cahiliye insanının kafasındaki yamuk ve çarpık “Allah tasavvuru”nun düzelmesi için Rabbini çok iyi tanımalı ve tanıtmalıdır.

            Davetçi, “Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğütle davet et ve onlarla en güzel şekilde mücadele et!” ayetini kendine düstur edinmelidir.

             Davetçi, Müslüman kardeşlerine en iyi ve en güzel şekilde muamelede bulunmalı ve kardeşlik hukukunu en iyi şekilde tesis edecek ameller içinde olmalıdır. Menfaat ve çıkar ilişkilerine dayalı birlikteliklerden uzak durabilmelidir.

            Sılahi Rahimi önemsemelidir davetçi. “Rızkının çoğalması ve ömrünün uzamasını isteyen akrabalarını koruyup gözetsin.” nebevi öğretisini unutmamalıdır.

            Müslüman elinden ve dilinden emin olunan kimsedir. Müslüman Müslüman kardeşine zulmetmez, ona haksızlık yapmaz, onu düşmana teslim etmez. Müslüman kardeşinin ihtiyacını gideren kimsenin Allah’ta ihtiyacını giderir. Kim bir Müslüman’dan bir sıkıntıyı giderirse, Allah azze ve celle o kimsenin kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir. Kim bir Müslüman’ın ayıp, kusurunu örterse Allah’ta o kimsenin ayıp ve kusurunu örter.” (Buhari, Müslim)

            Davetçi Kerdeşini Allah için sever. Kendisi için arzu ettiğini mümin kardeşi için de ister. Ümmetin derdiyle dertlenir ve ümmetin kanayan yaralarına sahici çözümler bulma arayışı içindedir.
            Mümin Davetçi bencillikten, dünyalık toplama hırsından ve sadece kendini düşünmekten uzak durmalı, buna karşılık Müslüman kardeşleri başta olmak üzere, başka insanlara karşı diğerkâm, fedakâr, yardımsever, şefkat ve merhamet hisleriyle dolu olmalıdır.

            Ve davetçi dua etmeli… Kardeşlerine, aile efradına ve kendisine…

            Ve sözlerine şu duaları eklemeyi unutmamalı…

            Allah’ım. Bizleri sağlam İslam cemaatinin İhlâslı ve Samimi bir üyesi, ferdi olmamızı nasip eyle. Hatalarımızı, günahlarımızı, kusurlarımızı affeyle. Tevbelerimizi nasuh bir tevbe olarak kabul eyle. İçimizi dışımızı görünen ve görünmeyen kirlerden arındır, tertemiz eyle. Sözlerimizi yerine getirmemizde bize güç ve kuvvet ver. Kalplerimizi yüksek hakikatlere aç. Gönüllerimizi İslam’a ve İmana aç…

Kalplerimizden ihaneti, kötü vehimleri, korkuları, kuşkuları, vesveseleri, manevi kirlilikleri, karanlıkları gider. Bize hak ve Hakikat kapılarını aç. Bize doğru bilgi, İlim ve hikmet kapısını aç. Bizi faydasız bilgilerden muhafaza eyle. Bizim ayaklarımızı Ehli Sünnet ve Cemaat yolunda sağlam tutunanlardan eyle. Bizleri senin dosdoğru yolun olan Sıratı Müstakimden ayırma. Sen her şeylere kadirsin Allah’ım… Âmin.

           
           

           İDRİS GÖKALP 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder