NASIL BİR GENÇLİK
Esedulâh Saîd
Besmeleli;
Rabbinin adını hayata karıştırmayıp, besmelesizce yaşayan değil; bilakis, hayatının her alanında Rabbinin ismi ismiyle yol alan, besmeleli bir gençlik.
Rabbinin adını hayata karıştırmayıp, besmelesizce yaşayan değil; bilakis, hayatının her alanında Rabbinin ismi ismiyle yol alan, besmeleli bir gençlik.
Muvahhid;
İnsanların şirkte yarıştığı müşriklerin hayata yön verdiği bir zaman şirki hayat müşrikleri dost tutan değil; bilakis, tevhidi hayat yaparak şirkten ve müşriklerden beri, Rabbini birleyen, tevhidi bir gençlik.
İnsanların şirkte yarıştığı müşriklerin hayata yön verdiği bir zaman şirki hayat müşrikleri dost tutan değil; bilakis, tevhidi hayat yaparak şirkten ve müşriklerden beri, Rabbini birleyen, tevhidi bir gençlik.
Pak;
Batakhanelerde ve çöplüklerde her türlü rezilliği batıp, içi dışı kirlenen değil; bilakis Allah’a iman ettikten sonra salih amellerin peşinde gece-gündüz hayırlara koşan, zahiri ve batınıyla pak bir gençlik.
Batakhanelerde ve çöplüklerde her türlü rezilliği batıp, içi dışı kirlenen değil; bilakis Allah’a iman ettikten sonra salih amellerin peşinde gece-gündüz hayırlara koşan, zahiri ve batınıyla pak bir gençlik.
İstikametli;
Yolun davetçileri, önder ve öncüleri velev ki yoldan çıksa, velev ki yolu unutsalar da, yoldan çıkan, yolu unutan ya da yolu satan değil; bilakis tek başına kalsa bile doğrudan ve doğru yoldan ayrılmayan, selefin izinde, müstakim bir gençlik.
Yolun davetçileri, önder ve öncüleri velev ki yoldan çıksa, velev ki yolu unutsalar da, yoldan çıkan, yolu unutan ya da yolu satan değil; bilakis tek başına kalsa bile doğrudan ve doğru yoldan ayrılmayan, selefin izinde, müstakim bir gençlik.
Abid;
Rabbinin emirleri kendine yük gelen, ibadetleri külfet olarak gören değil; bilakis, her bir ibadeti nimet olarak görüp, ibadetlerle rahatlayan, abid bir gençlik.
Rabbinin emirleri kendine yük gelen, ibadetleri külfet olarak gören değil; bilakis, her bir ibadeti nimet olarak görüp, ibadetlerle rahatlayan, abid bir gençlik.
Cesur;
İslam ve ümmet düşmanları karşısında ezilip büzülen, madden ve manen eğilip, ceket ilikleyen değil; bilakis Allah’ı razı etmek için düşmanların karşısında kıyamda duran, şecaatli bir gençlik.
İslam ve ümmet düşmanları karşısında ezilip büzülen, madden ve manen eğilip, ceket ilikleyen değil; bilakis Allah’ı razı etmek için düşmanların karşısında kıyamda duran, şecaatli bir gençlik.
Hür;
Beşeri izmlerin kalın duvarları arasında; ilim, fikir ve zihin dünyası zincirlenmiş, Allah’a isyanı özgürlük gören değil; bilakis Allah’a itaat ile hürriyet merdivenlerini çıkan, bedeni kalın duvarlar arasında olsa bile ruhu hür, fikriyatı özgür bir gençlik.
Beşeri izmlerin kalın duvarları arasında; ilim, fikir ve zihin dünyası zincirlenmiş, Allah’a isyanı özgürlük gören değil; bilakis Allah’a itaat ile hürriyet merdivenlerini çıkan, bedeni kalın duvarlar arasında olsa bile ruhu hür, fikriyatı özgür bir gençlik.
Dertli;
Derdi kendi derdi, tasası dünyalıklarla sınırlı, fedakârlığı suni değil; bilakis kardeşleri ağlarken gülmeyi unutan, ümmetin dertleriyle dertlenen, dertli bir gençlik.
Derdi kendi derdi, tasası dünyalıklarla sınırlı, fedakârlığı suni değil; bilakis kardeşleri ağlarken gülmeyi unutan, ümmetin dertleriyle dertlenen, dertli bir gençlik.
Şuurlu;
Kavramların unutturulup, içlerinin boşaltıldığı bir zaman ve mekânda, şuursuzluk girdabında boğulan değil; bilakis, İslami bakış açısıyla kavramlara yönelen, şuurlu bir gençlik.
Kavramların unutturulup, içlerinin boşaltıldığı bir zaman ve mekânda, şuursuzluk girdabında boğulan değil; bilakis, İslami bakış açısıyla kavramlara yönelen, şuurlu bir gençlik.
Çağdaş;
Çağdaşlığı dine muhaliflik olarak algılayan, çağdaşlık adına dinine yüz çeviren değil; bilakis, imanı ve irfanıyla çağdaş, çağının tüm teknolojik araçlarıyla yoz kültürü ve yozlaşan cahillere savaş açan, muasır bir gençlik.
Çağdaşlığı dine muhaliflik olarak algılayan, çağdaşlık adına dinine yüz çeviren değil; bilakis, imanı ve irfanıyla çağdaş, çağının tüm teknolojik araçlarıyla yoz kültürü ve yozlaşan cahillere savaş açan, muasır bir gençlik.
Ümitli;
Hayatın çelmeleriyle her daim yeis dalgalarıyla boğuşsa da, boğulacağını düşünüp teslim olan değil; bilakis, her zorluktan sonra gelen kolaylığın geleceği ümidiyle hayatın dalgalarına kulaç sallayan, ümitvar bir gençlik.
Hayatın çelmeleriyle her daim yeis dalgalarıyla boğuşsa da, boğulacağını düşünüp teslim olan değil; bilakis, her zorluktan sonra gelen kolaylığın geleceği ümidiyle hayatın dalgalarına kulaç sallayan, ümitvar bir gençlik.
Edebli;
Edebin sürgün edildiği, edepsizlik darında ve asrında, edepsizliğe kapı aralayan değil; bilakis, tüm şarlatanların edebsizlik kapılarını usulünce kapayan, edebli bir gençlik.
Edebin sürgün edildiği, edepsizlik darında ve asrında, edepsizliğe kapı aralayan değil; bilakis, tüm şarlatanların edebsizlik kapılarını usulünce kapayan, edebli bir gençlik.
Vefalı;
“İşimiz bitti, işim bitti” diyerek kendinden başka herkesi unutan bir egoist değil; bilakis “işimiz bitti, işim başladı” diyerek kendine hizmet edenlere hizmeti görev bilen, vefakâr bir gençlik.
“İşimiz bitti, işim bitti” diyerek kendinden başka herkesi unutan bir egoist değil; bilakis “işimiz bitti, işim başladı” diyerek kendine hizmet edenlere hizmeti görev bilen, vefakâr bir gençlik.
Aksiyoner;
Bilgisinden geçinen, bilgisiyle zehirleyip, zehirlenen değil; bilakis bilgisi hale dönüşen, Allah yolunda durması ve oturmaması olmayan, aksiyoner bir gençlik.
Bilgisinden geçinen, bilgisiyle zehirleyip, zehirlenen değil; bilakis bilgisi hale dönüşen, Allah yolunda durması ve oturmaması olmayan, aksiyoner bir gençlik.
Talebe;
Talebeliği, öğrenmeyi ve öğrenmeyi; yaşa, zamana ve mekâna bağlayan değil; bilakis sürekli öğrenen ve öğreten, ‘hayat boyu talebelik’ anlayışıyla hareket eden, daimi talebe bir gençlik.
Talebeliği, öğrenmeyi ve öğrenmeyi; yaşa, zamana ve mekâna bağlayan değil; bilakis sürekli öğrenen ve öğreten, ‘hayat boyu talebelik’ anlayışıyla hareket eden, daimi talebe bir gençlik.
Güvenilir;
Çağ, çağdaş kezzaplar çağı, kendisi de bu çağın insanı olsa da, çağa uyan değil; bilakis emin peygamberinin izinde çağa ve çağın insanına güven veren, emin bir gençlik.
Çağ, çağdaş kezzaplar çağı, kendisi de bu çağın insanı olsa da, çağa uyan değil; bilakis emin peygamberinin izinde çağa ve çağın insanına güven veren, emin bir gençlik.
Hedefli;
Hayatın kara deliklerinde kendini kaybeden değil; bilakis büyük hedefleri, vazgeçilmez sevdaları olan ve kardeşleriyle birlikte hedeflerine yürüyen, hedefli bir gençlik.
Hayatın kara deliklerinde kendini kaybeden değil; bilakis büyük hedefleri, vazgeçilmez sevdaları olan ve kardeşleriyle birlikte hedeflerine yürüyen, hedefli bir gençlik.
Planlı;
Yarınsız, anı yaşayıp dünyayı zevk ve eğlence mekânı olarak görerek gecesini gündüzüne karışan değil bilakis dünyevî ve uhrevî hedeflerine ulaşmak için planlı hareket eden bir gençlik.
Yarınsız, anı yaşayıp dünyayı zevk ve eğlence mekânı olarak görerek gecesini gündüzüne karışan değil bilakis dünyevî ve uhrevî hedeflerine ulaşmak için planlı hareket eden bir gençlik.
Adaletli;
Zalimlerin adalet dağıtıcı olduğu zulüm asrında, zulme adalet diyen değil; bilakis, adalet asrının özlemiyle yanıp, mustazafların yanında, müstekbirlerin karşısında olan, adil bir gençlik.
Zalimlerin adalet dağıtıcı olduğu zulüm asrında, zulme adalet diyen değil; bilakis, adalet asrının özlemiyle yanıp, mustazafların yanında, müstekbirlerin karşısında olan, adil bir gençlik.
Davetçi;
Mimsiz medeniyet her saniye, tüm mekânlarda karanlığa çağırırken, karanlığa kanıp helak olan değil; bilakis, Kur’ân ve Sünnet’in nurlu rehberliğinde karanlık çağa aydınlık mesajı sunmak için gayret eden, dai bir gençlik.
Mimsiz medeniyet her saniye, tüm mekânlarda karanlığa çağırırken, karanlığa kanıp helak olan değil; bilakis, Kur’ân ve Sünnet’in nurlu rehberliğinde karanlık çağa aydınlık mesajı sunmak için gayret eden, dai bir gençlik.
Ahlaklı;
Sekülerizmin kokuşmuş öğretilerinin, okullardan ekranlara öğretilip öğrenildiği, ahlakiyata dair ne varsa çiğnendiği bir coğrafyada, ahlaklılığı zafiyet olarak gören değil; bilakis, tüm ahlaki değerler ile değerlenen, ahlaklı bir gençlik.
Sekülerizmin kokuşmuş öğretilerinin, okullardan ekranlara öğretilip öğrenildiği, ahlakiyata dair ne varsa çiğnendiği bir coğrafyada, ahlaklılığı zafiyet olarak gören değil; bilakis, tüm ahlaki değerler ile değerlenen, ahlaklı bir gençlik.
Şahsiyetli;
Tutundukları değerler sabit olmayıp, nefis ve menfaat rüzgârıyla oradan oraya değişen değil; bilakis, karakteri sağlam temellere dayanan, şahsiyetini para için satmayan, şahsiyetli bir gençlik.
Tutundukları değerler sabit olmayıp, nefis ve menfaat rüzgârıyla oradan oraya değişen değil; bilakis, karakteri sağlam temellere dayanan, şahsiyetini para için satmayan, şahsiyetli bir gençlik.
Çalışkan;
Tek dünyalı olup sadece dünyası için çalışmayı çalışma sayan değil; bilakis, dünya ve ahiret dengesini kurup, dünya ve ahireti, kendisi ve ümmeti için gece gündüz çalışan, çalışkan bir gençlik.
Tek dünyalı olup sadece dünyası için çalışmayı çalışma sayan değil; bilakis, dünya ve ahiret dengesini kurup, dünya ve ahireti, kendisi ve ümmeti için gece gündüz çalışan, çalışkan bir gençlik.
Mücahid;
Cihadın muhteva, amaç ve ilkelerini es geçen değil; bilakis cihadı tüm kısımları ve boyutlarıyla algılayıp, küresel küfrün karşısına bütüncül cihadî algıyla çıkarak, maddi ve manevi putları kıran, mücahid bir gençlik.
Cihadın muhteva, amaç ve ilkelerini es geçen değil; bilakis cihadı tüm kısımları ve boyutlarıyla algılayıp, küresel küfrün karşısına bütüncül cihadî algıyla çıkarak, maddi ve manevi putları kıran, mücahid bir gençlik.
Fatih;
Yenilgi ve çöküş, esaret ve kölelik psikolojisi ruhunu kaplayan ve bağlayan değil; bilakis, fütüvvet ruhu ve şuuruyla bir fatih edası ve ahlakıyla, maddi ve manevi fetihlere aday bir gençlik
Yenilgi ve çöküş, esaret ve kölelik psikolojisi ruhunu kaplayan ve bağlayan değil; bilakis, fütüvvet ruhu ve şuuruyla bir fatih edası ve ahlakıyla, maddi ve manevi fetihlere aday bir gençlik
İşte beklenen, işte hasretle yolu gözlenen, İslami Gençlik…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder